--spoiler--
bes kisi yemek yemektedir. ortada duran koftelerden sadece bir tane kalmistir. ama kimse onu alip ac gozlu yaftasini yemek istemez. bir ara elektirikler kesilir. o sira karanlikta bir ciglik sesi gelir. hemen ardindan elektirik gelir ve gorurlerki koftenin ustuneki elin ustunde dort adet saplanmis catal vardir.
--spoiler--
kesinlikle test sucuğudur. eğer sofraki insanı kendiniz kadar seviyorsanız yemezsiniz. eğer o da sizi seviyorsa kendisi kadar o da yemez. yersen bir deeerrt, yerse bir deerrtt! çıkarmayın arkadaşım böyle abuk sabuk sevgi ölçütleri! tıkanıyorum sonra!
* ye bak yemiceksen ben yicem.
- yok yok ben doydum zaten sen ye.
* ya valla diyorum bak ye. zaten inceciksin.
- sen şişmansın, bir de sözde rejimdeydin bıraksaydın da hepsini ben yeseydim yaaa
eğer tek kişinin yediği sucuk ise en sona kalan en etli en pehlivan sucuktur. sona ayrılmıstır ki en son o yenilecek ve ağızda onun enfes tadı kalacaktır.
ama eğer birden fazla kişinin yediği sucuk ise herkezin seçerek yemesi sonucunda en sona en yanığı en küçüğü en kuru karası kalan sucuktur.
mevzu bahsi geçen yer öğrenci evinde vuku buluyorsa o şanslı son sucuktur,onu yiyen ne şanlı,yağız delikanlıdır(ve tabi hatun kişidir).şahsen ben hiç yemedim ama yiyenlerdeki muzaffer komutan edasına bakışım denk gelmiştir.
diğer sucuklardan farklı olarak en bayat sucuk olmasına rağmen biten bir aşkın son sevişmesi kadar değerli ve özeldir. sonuç olarak ilk yenilen değil son sucuk hatırlanır.
sofradakilerin birbirlerine bruce willis bakışları atmasına sebebiyet verir.
zamanında ben ve iki arkadaş; büyük bir ihtimalle son halini almadan önce dinozor toynağı olan sucuğu, yumurtayla yenilebilir hale getirerek afiyetle yedik falan. arkadaş derler ya, ne kadar pisse o kadar tatlı. lan "içindekiler" kısmındaki yüzde hesabını, kafandan yapman mümkün olmayan bir sucuk sonuçta.
her neyse; tavada kaldı son sucuk, öptüm seni mucuk mucuk. paylaşma gibi bir seçenek, hiç kimsenin aklının ucundan dahi geçmiyor. herkes bruce willis bakışlarını çekmiş sonuçta. aklıma, bir çizgifilmde gördüğüm ibnelik gelmişti. böyle bir numarayı yutmalarına imkan vermiyordum ancak içimden, hiç değilse güleriz lan demiştim.
ben- ben doydum zaten olm. bence yazı tura atalım.
x- tamam lan.
y- tamam bana uyar.
yerde duran ve 3 gün önceden gözüme kestirdiğim 10 kuruşu aldım. bunlar tabi elime odaklandı. parayı tavadan uzak bir yere fırlattım ve bekledim. çok yanlış tanıdığım o iki arkadaşım, ne yazık ki paranın peşinden gittiler. ve bir goril gibi soluyup, sonuca odaklandılar. yediğimiz sucuğun, bu kadar çabuk mutasyona uğratması bende büyük şaşkınlık yaratmıştı.
neyse işte, o sırada son sucuğu ekmeksiz olarak mideye indirdim. ve sucuğu ekmeksiz yutmam, onları iyice sarsmıştı. aslında ben daha fazla üzülmüştüm. arkadaşlarım çizgifilm karakteri gibiydi mnakym. onlardan uzaklaştım. bunun bana çok büyük getirisi oldu. birinin annesi güzeldi mesela. ve bu sayede fantezi dünyamdaki milf sayısı bir artmıştı.
aile içinde küçük çaplı bir kargaşaya neden olan sucuktur. herkes onu arzular fakat birbirine öncelik vermekten kaynaklanan saygı bu arzuya ağır basar.
sucuğa bakılır.. odaklanılır.. vakit geçtikçe sıcaklığını kaybetmekte olan sucuk artık biri tarafından yenmelidir, bunun üzerinde karar kılan bünye tam çatalı sucuğa yanaştırırken evin amcası çoktan sucuğu kapmıştır.. havada mahzun ve yalnız kalan çatal sol taraftaki peynire uzatılır.. ama sucuk hala yüreğin derinliklerinde uktedir..
Tohumluğa bırakılıp ertesi sabaha meyvesinin alınması gereken sucuk.
Bizim evde her zaman o son sucuğu yiyen ertesi sabah ocak başindadir.
(bkz: Yalanı sevmem ama abartmayı seviyorum)