tatsiz bir gun

entry1 galeri0
    ?.
  1. günün tadını çıkartmamak için acı soslar arayan bir dilin işidir bunu söylemek. garip bir şekilde hiç alakası olmayan bir hayata meze bile oluyormuş meğerse.

    kalkıp da bu güzide baharatın tadına bakanlar acı bir tat aldı ağızlarında, sonra da tatsız buldular günün meyvesini, günleri berbat oldu heyhat. tatsiz bir hayat sürenleri bile hiçe sayıp ne şanslı olduklarını anlamalarına ramak kala bir kaç kelam da ben edeyim istedim.

    giden hep gidiyor, gönderilen ise hep kalıyor aklımızda, içimizde bir yerlerde. sanki acıma duygusu kesiyor acının kesifliğini. keşke gönderilmeseydi de gitseydi diyorsun içinden. dayanamayıp "gitmesin, gönderemem onu" diyorsun kendi mutluluğunu gönderip çok uzaklara. mutluluğun değil ki onunla beraberken yanında olan şey mutluluğunu sevesin, mutluluğuna alışasın. o varken mutluluk olmuyor, ona alışıyorsun. onu gönderip mutluluğu alayım koynuma, ona sarılayım, kendimi getireyim meyveli bahçenin en gölge yerine diyorsun... ne münasebet! sen senelerin üstüne kondurduğu kokuyu atabiliyor musun ki gölgeler altında mutluluk ile gökyüzündeki bulutları aşka benzetebilesin? izin vermezler sana. sen yapamazsın bunu. çünkü bunu yapabilmen için tek bir şey seni düşünür, tek bir şey senin gözyaşlarını döker; mutluluğun. ama sen çoktan mutluluğunu senden uzaklara sürgüne vurmuş, onu kovsan bile geri döneceğini bildiğin için ayaklarına prangaları bağlayıp kürek mahkumu etmişsindir.

    destur! tanımadığın mutluluğun bir gün o koca çeliklerden kopup, yeri göğü söküp, bora olup, yıldırım olup, gök olup seni almaya geldiğinde karşısında nasıl duracağını, göreceğin günleri düşününce tüylerim diken diken oluyor...
    mutluluk denenemeyecek(!) kadar hassas, ait olduğu yerde kalmak için her şeyi yapabilecek kadar da güçlüdür.*
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük