ne çabuk geçiyo dimi yazarı. geçen sene ki yaptığım süper zekalılık sayesinde doğum günlerini hatırlayamama gibi bir paranoyaklığa sürüklemiş insansın sen beni. gerçi uzun bi süre gülmüştük ama neyse.
şimdi uzaktayız birbirimizden. eskisi kadar yüz kaslarımız ağrıyana kadar gülemiyoruz. çoğu şeyi yüzyüze sorgulayamıyoruz.*ya da iğrençliğin tavan yaptığı muhabbetleri. kesinlikle eklemek gerekir bunu.
sigara paketlerim öksüz, gittiğim cafelerdeki tuzluklar anlamsız gelmeye başladı. anlıyor musun beni hee. ey çizgifilmde bile ağlamaya programlanmış meleğim.
yeni bir yaşa girdiğin şu günde uzağında olsam bile, inan her günümüz aklımda, azıcık yaşlansam da. ikimizde farklı yerlerde olucaz bundan sonra belki de. başka telaşlar, anlamsız koşuşturmalar, niye yaptığımızı bilmediğimiz yaptırımlar bla bla bla. ama hep şuna inandım ben. sevdiğin biri; arkadaşın, dostun, sevgilin, annen... her kimse, yaşadığın herşeyi, gülerek hatırlayabiliyorsan o kişi önemlidir. kaybedilmemesi gerekir. beraber geçtiğin sokaklardan geçerken gülümsemek, beraber ağladığın, beraber bir şarkı tutturduğun günleri aynı demdeymiş gibi yaşamak. velhasıl hayatı anlamlı kılanları hafızayla tekrarlamak.
o yüzden iyi ki doğdun dostum,canım. iyi ki tanışmışız. bunun için senden önce yaradana şükretmek gerekir.* çok teşekkürler ve de sana. anlamlı kıldığın için hafızamı. seni çok seviyorum dostum.
levrek:
ulan varya bu erkek milleti bi tuhaf yemin ediom
levrek:
bazıları kızlarda tuhaf
apollon
kafan güzel heralde
levrek:
ne bilim insanlık bi tuhaf
şu an itibariyle sözlük bir cadı kazanmıştır. hayırlı olsundur. asaaabi kişiliğe sahip olup yazdıklarına müdahale ettiğimden dolayı didiştiğim sarışın, hemşom, arkadaşım ayrıca.
yazın çekimlerine başlayacağım filmde başrol istemiş "of aman ya" levrek.
ben de düşündüm düşündüm sesinin güzelliğini hatırladım. öyle ya daha 2 saat önce şarkı söylemişti bana, unutmak ne mümkün. dolayısıyla filmimde ses sanatcısı olarak rol almasının doğru olacağına karar verdim. seslendireği güzide eser de hazır zaten: sen bana fazla iyisin.
o gazinoda bunu söylerken ben tam karşısında yemek yiyor olacağım rol icabı. üstüme alınacağım şarkıyı falan..
yine bir şubat ayıydı. dogumgünü hediyelerimi açıp yalnız bir sevgilililer gününün hüznüne kendimi bırakmaya hazırlanırken çıktı paketten. hareket çekti bide *. çok içime oturduydu o hareketi. 1 sene geçmiş üstünden.neyse, sevgililer günün kutlu olsun bibişim.
yarın itibari ile yurdumun 3 bölgesini karıs karıs gezip , yüksek ögrenim hakkını arayacak cagnım yazar.
kendisine allahtan kolaylıklar dileyip, "yolun acık olsun" demekteyim. arkasından su dokmek vs aksiyonlarda bulunmayacagımı kendisine bildirir ve haluk levent'ten yollarda bulurum seni adlı parcayı hediyem olarak yollarım.
efendim winston light i lipton olarak anlayıp poşet çayla kursa gelebilcek nadide insanlardandır capcadi. saolsun güzel şeyler yazmış. ayaklı sagopa, ayaklı deli*hiç beni inandıracak kimse yok diye ağlama benim senin yanında olmam başlı başına sana bir azim örneğidir.* bu arada uçaklar hanigimizindi ben karıştırdım. kim kime gidecekti? onuda karıştırdım lan **kahve falındada acayip yeteneksiz olduğunu soylemek isterimdir.sözlüğün yüz karasi oldun be*bu konuda benden ders alacaksın *
sayın geyikmatik, sözlüğü ben mi sandın yazarı. işte buraya kadar tahammül edebildi sana. şöyle birkaç ay olsa da başımızı dinlesek dediğim üçüncü nesil çaylak.