"birini tanımanın en iyi yolu onunla oyun oynamaktır. oyun oynarken beni güvenilir bir insan olduğuna inandırmaya çalışırsan bunu anlarım. ayrıca oyun insanları birbirine yakınlaştırır."
alper canıgüz ün yeni nesil romancılığa tartışmasız yeni bir soluk getirdiği, psiko-absürd-romantik-komedi konulu kitabı...
"Zeki müren'in zeki müren olduğu filmlerde canlandırdığı karakterlerin gerçek zeki müren'le ilgisi ne kadarsa,bu kitapta sözü edilen kişi ve olayların gerçekle ilgisi o kadardır."' la başlayan bir kitaptan bekleyebileceğiniz her şeyi barındıran ve bu girizgahla kapak tasarımında yer alan psiko-absürd,romantik,komedi tanımlarına dahi ihtiyaç duymayan,"sanıldığı gibi sadece gerçekler rüyaları etkilemez,rüyalar da gerçekleri etkiler" cümlesi üzerine oturtularak hikayeleştirilen ve tahminimce psikoloji üzerine yapılan hemen hemen tüm geyiklerin yerli yerinde kullanıldığı güzel bir kitaptır.
--spoiler--
"Ne kazandım ki ben?"
"Bir düşle bir dünya yaratılabileceğini öğrendiniz,yetmez mi?"
"Anlaşılan o dünyayı yaratan benim değil sizin düşlerinizmiş,"dedi.Şevket adeta sitemkar bir tavırla.
"Bu doğru değil,"dedi Panş."Birisini düşlerinize kattığınız anda o kişi farkında olmasa bile ruhunun derinliklerinde bunu anında hisseder ve sizinle birlikte o düşü örmeye başlar.Yani olup bitenlerde benimkiler kadar sizin düşlerinizin de önemli bir rolü vardı.Hem kim bilir,belki farkında bile olmadan siz de bir dünya yaratmışsınızdır."
Profesör yıllar boyu düşlerine konu ettiği kadınların tüm rezil fantezilerinden haberdar olduğunu düşünerek titredi."Siz neler söylüyorsunuz! insan salt düşleriyle bir başkasının yaşamını nasıl etkileyebilir?"
Panş,Profesör'e döndü."Profesör,aslında bir diğerinin yaşamını etkileyebilmenin tek yolu budur.Dünyayı değiştiremezsiniz ama yeni bir dünya yaratabilirsiniz."
--spoiler--
Alper canıgüz'ün, "hele bir yere açın bakalım ağalar, beyler!!!" diyerek edebiyat dünyasına kontrolsüz dalış yaptığı merhaba eseri... Oğullar ve rencide ruhlar, daha sonra ise gizliajans ile kısa zamanda o ağalardan, beylerden biri olacağı, serüvenperver yolculuğunun ilk adımı... An itibarı ile fark ettim ki çok sikindirik benzetmeler ile süslemeye başladım yazıyı. "merhaba eseri", "Yolculuğun ilk adımı" filan nelerololoyo. Neyse. Alper canıgüz'ü tersten okumaya başladım ben. Zügınac repla olarak değil hayır, eserlerini kronolojik olarak sondan başa okudum. Tatlı rüyalar'ın diğer iki eserin kalibresinde olmaması bence üzücü değil. bu canıgüz'ün motorunu giderek açtığının buz gibi bir kanıtı. Daha neler, ne günler, ne mavralar, ne hayaller görcez bakalım. Bekliyoring.
Kişisel bir detay: kitabı okuduğum dönemde, piyasaya girecek yenice bir tatlısal ürünün bir alt markası için isim çalışıyordum. Kitaptan aldığım ilhamla -arak değil- alternatiflerden birine de tatlı rüyalar'ı ekledim. -yok lan ilham değil, bildiğin arak galiba- Edebiyatın besleyici özelliğini kafa göz yara yara kanıtlamak istiyordum. Bakalım proje gerçellenir, müşteri de kabul ederse falan filan... o zaman ürünün arkasına "tatlı rüyalar okurken, tatlı rüyalar yiyenler geceleri birbirinden tatlı rüyalar görür. bu bir garantidir. boru değil." gibi bir ibare de ekletmek için canhıraş bir şekilde çalışacağım. Bu densizliği de yaparım, bilmezsin.
Şimdi biraz yorgunum. Rüyam geldi, uyumaya gidiyorum. çalışıyormuş gibi yapıp uyumaya... gözlerim açık bir şekilde, konuşurmuş gibi yapıp uyumaya. tavsiye ederim. kimse çakmıyo. kendiniz bile. ama uyuyosunuz. Herkese datlı rüyalar!
Alper Canıgüz romanı.
Başlarında "bu ne lan?" Tepkisi vermiştim. Yalan yok. Ama kitap okutuyordu kendini, akıcıydı.
Son sayfaları daha yavaş okudum bitmesin diye.
Güzel kitap.
seçici bir sözdür. Bir erkeğin başka bir erkek için söylediği görülmemiştir. Genelde karşı cinsler arasında kullanılır ve arkadaşlıktan öte veya o tarafa meyilli insanlar arasında kullanılır.