Tatil denilince tabi pek çok çeşidi var. klasikleşmiş olan deniz, kum, güneş bazı insanlar için çekici olmayabiliyor.
mesela bendeniz, bütün gün güneşin altında şemsiye korumasında yatıp, denize girip çıkmaktan zevk alamıyorum.
nesi eğlenceli ki bunun şimdi ?
kimsede beni anlamıyor. ailem her yaz ikna çabalarına girişmekte.
denize girip kendini üşüt, sonra çık tir tir titre, akşam yemek ye, sabah kahvaltı kaçmasın diye erkenden kalk, geç kahvaltılar bile benim gibi uykucular için çok erken. tatilde bile saat 1'e kadar uyuyabilirim. sonra kalk yine titreye titreye denize gir, yüz yüz yüz nereye kadar. balık tutmak bile daha eğlenceli.
kültür turlarıda çok sıkıntılı mesela, sabah 8-9 da kaldırıyorlar yataktan, hadi otobüs kalkıyomuş, e iyide ben uyumak istiyorum, daha ayılamadım ki.
gittiğim bir tatil köyünde benden hoşlanan bir kız vardı, fakat ne zaman beni arasa uykudaydım, heralde sikeyim senin gibi uykucuyu diyerek benden ümidi kesti ve peşimi bıraktı.
denize girmek zorunda hissetmiyorum kendimi. çok iyi serbest stil yüzerim, ciddi anlamda iyi yüzücüyüm ama gel gelelim denizi balık tutma harici sevemedim.
belki tüple dalış ilgimi çekebilir, araştırma güzel şey ama saatlerce yüzmekten ne anlar insanlar bilmem.
güneş altında yanmaktanda hiç zevk almam, insan kendini neden kızartmaya çalışır ? anlam veremiyorum.
bronzlaşmak neden makbuldür ? anlam veremiyorum. beyaz ten de çok güzel gözüküyor. hem artık bu günlerde güneş ışığı gittikçe zararlı hale gelmekte.
en güzeli bir pansiyonda kalıp, sabah istediğin saatte kalkıp yemeğini yiyeceksin, denizede istediğin zaman gideceksin.
ama o da biryere kadar. biryerden sonra yine aynı rutin. gerçi hayat başlı başına bir rutin ve monotonluk tabi eğer çok zengin bir sosyal hayatınız yoksa.
Ailem olmasa bu ben olurum heralde. Şöyle ki düzenimi bozmayı hiç sevmem ve gittiğim yerde düzenimi kurana kadar stres yaparım. Bu nedenle yüzmeyi çok sevsem de tatile çıkmaya üşenirim ailem zorlamasa.