tatil öncesi gerginliğin balkon adamına yansıması

entry2 galeri0
    1.
  1. oğlum çok sıcak lan.

    babacanlar, kiminin bitmeler bilmeyen okul mevzuu, kiminin gergin iş güç arenası sebebiyle eşekler gibi tatil arzusuyla yanıp tutuştuğu malum. bu ateşli arzu; okulun/işin son günlerini daha bir çekilmez kılar, hafiften yerini gerginliğe bırakır ve tatile gidememek insan evladını türlü sapkınlıklara iter; beni balkona itti. ben bir balkon adamıyım artık. balkonda yiyor, balkonda sıçıyor, balkonda sikişiyor, balkonda yumurtluyorum.

    peki hiç sordun mu, "bu çocuk temmuz olmuş hala ankaralarda kavruluyor da hala neden tatile çıkmıyor?" deyu. yedim oğlum tatil parasını, ağustosa kadar aha bu bırak deniz kenarını, "kenar" diye bi kavramın olmadığı, aslında tek bir kayadan ibaret olduğuna inandığım 45 derecelik[gölgede 60 derece(gölge yok) şehirdeyim. peki hiç sordun mu, "naptın olum, bütün sene hayalini kurduğun tatilin parasını iki günde niye yedin, he mi dürzü?" deyu. sordun ama dürzü dediğin için alınıp cevap vermemiş olabilirim. şimdi cevap veriyorum. oğlum şimdi karıyı kızı gezdirmek gerekiyo zaman zaman, e biraderinle takıldığın meyhaneye götüremen, başka biraderinle takılıp bira aromalı su içtiğin mekana da götüremen, elin mahkum karıyı harbi mekana götürmen icap ediyö. herkesin gönlü olsun, tatsızlık çıkmasın hesabı buyur ettik rakibeyi, gel gör ki bi duble votkayı 24 liraya kakaladıkları mekanda, bitmesin diye içkiyi içmiyor yalıyorum. lan karı da sünger çıktı iyi mi, kadeh kadeh götürüyor, bir fondip hoop garsonu çağırıyor, bir fondip daha hooop şefi çağırıyor, bir fondip daha hooop polis çağırıyor(silah çektim o ara yeter lan diye). baktım battı balık yan gidiyor, rakibemde cimri olmadığım, iyi bitecek bir gece içün tavuk esirgemediğim fikirlerini uyandırayım diye ben de polis çağırdım(az sonra içeceklerimden sonra hesabı siksen ödeyemem, şimdiden tutukla sen beni niyetiyle). lakin bir boka yaradı mı cömert ayakları dersen, önce indir o ayakları derim. karı zifiri sarhoş oldu birader. birtakım saçma hareketler. mekan sahibi gelir "pardon beyefendi, şuradaki bayan sizin arkadaşınız mı?" şeklinde bir soru sorar, ki bu soru "valla arkadaşım, şurada bulunduğunuz 4 saatlik zaman zarfında ben bu kızdan da, kızın 50 dakikadır kesintisiz devam eden manyaklara benzer tavırlarından da tiskindim, allah sana eyüp sabrı versin, ben de eyüp sabri veriyim bileklerine neyi çal iyi gelir bu fiyaskodan sonra(hakkaten bi iğrençleştim ben)" gibi bir alt metin içermektedir. velhasılı, o gece ve takip eden gününde tatil parasının yarısı hiç yoktan gitti muhterem. hadisem, olayım, hikayem budur.

    tatili ağustosa ertelediğimden, bu daşşak eriten ankara sıcağıyla mücadelede kısa vadeli çözümler üretmek gerekiyor. atıyorum balkona kendimi gece gündüz demeden. bahsettiğim tatil öncesi gerginlik(ve benim ekstra gerginliğim) de son derece boktan bi herif yaptı beni, balkondan herkese her şeye karışıyorum, her şey batıyor bana, her boka müdahale eden bi adam oldum çıktım a dostlar.

    balkon bir çocuk bahçesine ve fitbol sahasına bakıyor. bir çocuk gördüm, en baba 9-10 yaşlarında, tip şu herifin; sıfır kollu(kolsuz da olur) kapüşonlu tişört mü sirk maymunu yeleği mi ne bok olduğu belli olmayan bişey üstünde, altta kot, saçın arkalar uzun, ön kısa, bi de varil varil jöle sürmüş. mahalle çakalları nasıl giyinir, nasıl saç yapar, hepsini süper gözlemlemiş çocuk takdir ettim. o halde salıncakta sallanıyo herif ya. lan bu bebenin tipi bana bi battı, balkonda pusu kurdum, en ufak hatasında, ne bileyim diğer çocukları döver, çığlık atar aynı anda kulağını kapatır, kaydırağa sıçar falan, naparsa yapsın basıcam kalayı bu miniaçakala, kararlıyım, sebatkarım, türkoyum. bi süre sakince salıncakta takıldıktan sonra, çocuk bahçesinin önünde çardak gibi bişey var ona tırmandı ve bi ağaçtan yaprak kopardı. normalde zerre sikimde olmaz, hemen içeri koşup greenpeace kostümümü giyip geldim:

    - höt.. nabiösün lan? he? nabisün olum, ne koparıyosun lan o çiçekleri?
    - çiçek değil ki oo, yapraak(ulan çocuk da haklı, "önce" güzeli korumayı öğretmişler)
    - dıt.. cevap verme bana.. hala cevap mı veriyosun bana? koparma dedikçe ne goparıyosun lan(kabalaşıyorum), goparma demiyo muyum lan? indirme beni aşşaa, lan bak indirme beni aşşaa..

    diye tüm insanlığa benden ne kadar boktan bir baba olacağının müjdesini verdim.

    bir de gecesi var balkon adamının tabii. gecenin bi körü çardak dediğim yerde iki herif biralanıyorlar, içsinler abi gözümüz yok, fakat zıkkımlandıktan sonra heriflerden biri kalkıp usul usul duvar dibine işemeye başladı. hemen içeri koşup emekli albay kostümümü giyip geldim, sessizce balkonun önünden geçmesini bekledim pezevengin:

    - nnapıyosun arkadaşım orda sen?
    - (irkilerek) hıh? ee birader şeyaptım ya, su döktüm de..
    - oldu mu o arkadaşım? biz gelip senin kapına işesek? he?
    - iyi de biz napalım birader?
    - lan git ağacın dibine işe ne işiyosun elalemin duvarına? ne işiyosun olum milletin duvarına?(o ağacı demeseymişim be)
    - adam gibi konuşsana birader, ağaç duvar ne saçmalıyosun, yürü git içeri
    - bekle lan geliyorum, orda bekle geliyorum..
    - (bu esnada diğer herif gelir) tamam birader ya ne mevzu yapıyosunuz, lan gel sen de gidiyoz hadi
    - (hala emekli albay kostümüm üstümde) efendim sene olmuş 2008 halen...

    yaş aldıkça tiksindiğim adamlara benzemeye başlıyorum.

    gerzek balkon adamının maceraları elbette bununla da bitmiyor dostlarım. fitbol sahasında veletler top koşturuyor, o esnada paçalarından pavyon damlayan bi serseri geldi, çocuklardan topu alıp maçı böldü, topu sektirmeye başladı, topu bıraktı millete laf atmaya falan başladı. ulan yine geldiler bana, tip tip izliyorum herifi. herif ısrarlı bakışlarımı sonunda fark etmiş olacak, "ne bakıyosun lan" mealli ağzını kenarını oynattı. aynı hareketle karşılık verdim ve çakaldan ilk hamle geldi:

    - ne baktın gardaaş?

    ulan şimdi desem, ne alıyosun lan bebelerin topunu, çocuk denen iblise güven olmaz, tutar "o benim canımdan çok, hem de canımdan çok sevdiğim tuncer abim" der, balkona sıçtığınınan kalırsın. hemen içeri koşup melih gökçek kostümümü giyip geldim, ver ettim babam iftiranın gözüne:

    - utanmıyo musun lan milletin balkonunu dikizlemeye?
    - ne dikizi ne şeyi lan ne diyon sen? ne diyon sen gardaş?

    baktım melih gökçek kostümü yetmiyo, çıkardım cebimden doğu perinçek maskemi taktım:

    - puşt! puşt! iniyorum lan bekle..
    - la yürü git bela mısın nesin? bela la vallaha bela
    - bela yaa.. hee belaa

    çiğ barut yedirecekti herif bana az kalsın.

    sıradaki kurbanım "mert'le ozan'dan çıkma teklifi aldıım, şu an değerlendiriormm" diyen 15 yaşındaki kız olacak, hissediyorum.

    o değil de fark ettiysen, hadiselerin hepsinde tüm rakiplerimi aşağı inmekle tehdit ediyorum. ulan hasbelkader bakkal falan ayağına evden çıksam, mahalleli zıpkınla avlayacak beni.

    korkuyorum, ya evimin plakasını almışlarsa?(sıcak diyorum inanmıyosun)
    141 ...
  2. 2.
  3. tatile çıkılmadan önceki gün ve özellikle gecesi yaşanan gerilimin ifadesidir de ayrıca.

    tatile çıkmadan önce gün sabahı, işe mişe, son kez gidilir, pek hayır gelmez o iş gününden. sonra markete falan uğranır yolda yenicek içecek bişeyler alınır. okunacak ve giyilecek şeyler de cabası. sonra eve gidilir, valiz maliz toplanır. çok da uzak olmayan ama yakın da olmayan bir mevkii için arabayla gidilecek bir yolculuk gerçekleşecekse baba kişisi arabayı bir petrol istasyonuna götürür. yıkatılır. lastiklere bakılır. yağ mağ değiştirilir.

    ve gece olur. yatçaz kalkçaz gitçez düşüncesi insanı yatmaya zorlar. normalde 12 de yatan insan kişisi saat 9 olunca. oo yarın erken kalkıcaz diyip yatağa gider. yatakta; tatilde yapılacaklar ile ilgili zihin soruşturmasına başlanır.

    - sabah 6 da çıksak yola, 6 da orada olsak ohoo denize girerim ki ben. .

    - akşamları arkadaşlarla dadanırız midye dolmacıya; her zaman ki "olum bu bize haram size mekruh" geyiğini yaparım. anlamsızca bakarlar suradıma. yasak olanı yemenin verdiği zevkle sıkarız limonu üstüne ehhe.

    - yolda kaza yapacağımızı farkettiğimde arkadan sarılsam anneme bi elimle diğeriyle de babamı tutsam, oho karşıdan gelenler korksun ehhe. hava yastığına bile gerek yok. evet yolda dikkatli olmalıyım en iyisi şu kitaplari valizden çıkarayım dikkatli olmam lazım.

    - top alayım bi tane.

    düşünceler heyecan ve gerilimle insanın içini kıpratır uyutmaz. kalkarsınız; mutfağa bakiim diye. uzun süre gelinmeyecekse dolapta bişey bırakılmamıştır. üçgen peynir falan varsa atarsınız ağzınıza. sırf bişey yemişlik olsun diye. hava da sıcaktır hani. balkona doğru bakayım diye gidersiniz. anne ile baba sohbet etmektedirler. baba seslenir alaycı tavırla;

    - hani lan yatmıyor muydun sen?

    + yattım ki ben uyudum. hıhı

    - haa tamam geç şöyle. (derse kabul ediyo sanki tey allam)

    daha 15-20 dakika olmuştur ki baba kalkar, yarın araba sürecek olmanın sorumluğuyla uyuması gerektiğini belirtir. anne de pek durmaz gider. balkondan bahçedeki köpeğine bakarsın. hayvan uyumak istemektedir fakat sen oradasın diye kafasını patilerinin arasına almış sana bakar zorla. içeri geçersin aynalı camdan sen görebilirsin onu o seni görmez. uyur gibi olur hayvan. çıkarsın yine balkona diker gözlerini üstüne. gerim gerim gerer insanı bu.

    zaman da bi türlü geçmez tatil arefesinde. arada sırada anne-baba su içmeye kalkar. en sonunda sızarsın balkonda.

    saat daha 5.30'da sanki geç kalmış gibi fırlarsın ayağa. annenin geceden kurduğu saat çalsın diye beklersin sonra. balkon ortak olur tüm bu yaşananlara. kazır betondan aklına.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük