sacmalikta sinir tanimayan eserler muzesi. sehrin en guzel yerinde, en enteresan binasinda suprizlerle dolu bir muze tate modern. her seferinde sacmalarin sacmasi, en sacma bir eser mutlaka olur. bu gunlere ise, 2003'de istanbul biennial'ine de seref veren kolombiya'li doris salcedo'nun shibboleth'i.
haberlerini falan duyuyorduk, boyle kocaman bir yarik imis eserimiz ve sekiz, on kisi yaralanmis diye. merak iste, kedi gibi kacmis icimize. deli gibi fotografini cekenler, egilip, inceleyenler derken bakip, bakip mana cikaramayinca eserin aciklamasini okuyalim da anlayalim dedik. iste orada ben daha cok kayboldum derinliginde! anlamak icin sanatci olmak lazim galiba? ben bir sey anlamadim ozetle.
--spoiler-- http://www.tate.org.uk/mo...dorissalcedo/default.shtm
--spoiler--
modern sanatın en güzel, en önemli örneklerine ev sahipliği yapan thames nehri kenarındaki müze.
ayrıca şahsıma modern sanatın "yenilebilen" bir şey olduğunu öğretmesi açısından da kalbimdeki yeri büyüktür. zira sergi salonlarından birini gezerken bir alana rastgele dizilmiş portakalları gördük, altında "lütfen bir tane portakal alınız." tarzında bir yazı vardı.bunda ki amaç her bir insanın katkısıyla portakallardan yeni bir şekil yaratmakmış. (bkz: modern sanat kafası)
tabi sonra biz de thames nehrinin kenarına oturup portakalımızı yerken, modern sanatın ne kadar muhteşem bir şey olduğunu düşünüyorduk.
seviyoruz seni tate, çok tatlı, çok lezzetlisin. :)