yeni bir atış için dolduruken pek pratik değildir, zaman kaybettirir. bu yüzden bunu kullanan ordular okçularını 4-5 saf halinde dizer, ilk saf oku attıktan sonra çömelerek okunu kurarken arkadaki saf atış yapar böylelikle son safa kadar devam edip, başa dönen bir döngü sağlanırdı.
beceriksiz adamın yayıdır. türk yayını yan yatırıp altına ufak bir kalas koymayla yapılır. otomatik versiyonlarında nişan almak pek mümkün değilken, tek tek atanlarda ise inadına kolaydır. öyle ki 10 yaşında, en kazma çocuğun eline bu naneyi verirseniz en geç 3 atışta nişan almayı öğrenir.
ilk tasarımı kuşatma silahı olaraktır ve çok daha büyüktür. yıllar içinde pratik bir zımbırtı olduğu anlaşıldığından küçülmüş ve elde taşınır boyutlara gelmiştir.
avrupa'da bu aletin kullanıma girmesi orta çağ'a denk düşer. asker eğitimini kısaltmış ve hatta gereksizleştirmiştir.
bir de normâl ok atmaz bu alet. daha küçük ve kalın olan, ingilizler'in bolt dedikleri zımbırtıyı atar.
kullanımı çok kolay öğrenildiği için ateşli silahların hemen öncesinde kalan kısa bir süre ordularda kullanılmıştır.
kurulumu çok uzun sürer. çok kolay nişan alınır.
okları daha kısa ve kalındır. bu menzili düşürür, darbe gücünü yükseltir.
ordu içinde avrupa tipi uzunca bir dala ip geçirilerek yapılan adam boyu dandik yaylar kadar bile kullanışlı değildir ama tak-at yapmanın kolaylığı nedeniyle onların yerlerini almıştır.
kompozit mâlzemeden yapılan türk yayının gücü, menzili, hızı ve esnekliğinin yanına bile yaklaşamaz.
çin dolaylarında bulunduğu düşünülen, tatar yayı haricinde crossbow ve arbalet isimleri ile de anılan ok ve yay sistemini bir tık ileriye taşıyan bir tür ortaçağ silahıdır. az önce bir ortaçağ dizisinde beğenerek izlediğim savaş sahnelerinde görüp şimdi de kayıtsız kalamadığım başlık.