bir zamanlar mahallede taso bende huzur bende replikleri dolanırdı. ben de bi poşet taso var olum denilip apartmanın önündeki taşa, mermere oturulur poşet ortaya dökülürdü... heyy, hey gidi günler hey... **
normal taso
süper taso
mega taso
master taso
dönen taso
televizyonlu taso(bak bunu nasıl da unuttunuz)
gibi çeşitlerinin bulunduğu güzelim eğlence gerecidir.
hala elinde bulunanların olduğunu görüyoruz...
işte ispatı:
-çaaat
+ahaa dönmedi sıra bende. çuuut
-yaaaa
+üttüm olum işte. yeni koy
-:(
+istersen 5 taso veriyim sen de bana büyücü tasoyu ver
-yek yeaa ona 20 taso variyolar mahallede
sokakta karşılaşmaları yapılırdı eskiden. parası çok olan çok cips alarak diğerlerinden bir kaç adım önde olurdu. taso ütmek diye bir tabir bile çıkmıştı, revaçtaydı bu zımpırdı. sonrası malum...
en muhteşem dönemini looney tunes tasoları ve 90'ların çocuklarıyla birlikte yaşamıştır.sonradan çıkan pokemon tasoları, looney tunes tasolarının yanından bile geçememiştir. öyledir ki pokemon tasolarının mega tasosu bile yoktur
ustunden 15 sene kadar bir zaman gecitigi icin biraz gereksiz bir bilgi olacak ama cips paketinin orta yerinden gecen seritlerin tam ortasinda bugs bunny karakteri var ise o paketten super taso cikma ihtimali yuz\'de yuz idi.. nasil bir gozlemcilik ruhu varmis o gecmis kusakta; gorupte feyz alin hey gidi hey..
ülkeleri tanıtırlardı bize. internetin olmadıgı zamanlarda, henüz capri sun içip, eti puf yediğimiz zamanlardı. üstlerini silene kadar oynar, annenin orda burda görmesi sonucu imha ettiği için saatlerce aglanırdı. o zamanlar tasoları cevirebilirsek kazanırdık, en güclü silahı satın alıp, baskınlar yaparak, müttefik edinerek degil. dokunarak yasardık cocuklugumuzu, msn de yazısarak, taktikler vererek degil. iyi ki biz o zamanlarda cocuk olmusuz.
bazı tasoları artık kullanıcısı uğuru olduğu için çok kullanırdı. harbiden de yarardı ortadaki tasoları. arkadaşım onlarca tasosunu kaybetti bir keresinde öyle ey gidi eyy .. ne hezimete uğramıştı be. bide karşısındaki mahallenin velediydi *
okullarda bazı cıns hocalar tarafından esrar muamelesı gorurdu.yakalananların gozunun yasına bakılmaz butun tasoları alınırdı kı bu bır cocuk ıcın cok kotu bır duygu,sen calıs dıdın bırıktır, karaktersızın bırı gelsın onları alsın.
hatta ben tam yakalanacakken ceketımın cebını delıp butun tasoları astarıma atmıstım,sanki yurtdısından kacak mal getirip onu saklıyoruz anasını satayım.
orta parmağın yara olmadıysa ne anlarım ben öyle taso oynamadan.
okulun önüne cumartesi- pazar bile gitmemişsen mermerine oturup, pantolonu hiç etmediysen ne anlarım o tasodan.
hayatının ilk ortaklığını kurmadıysan ne anlarım üttüğün tasodan.
markette cipsleri kurcalamadıysan bin tane tason olsa ne olur.
ve sonunda ortağın tasoları alıp kaçmadıysa, ve hayatının ilk iflasını yaşamadıysan başlarım öyle tasoya.