Yemeğimizi bile doğru düzgün yemeden Cebimize doldurduğumuz misketlerle, tasolarla düşerdik sokaklara aklımızda ne para ne de şuan ki dertlerimiz aklımız yetmiyor tabi..
tek amacımız iyi bir tasocu iyi bir misketçi olmakti şimdi hepimiz kalkmış sabahın köründe bir iş bir telaş içinde, ne için iyi bir çalışan olmak iyi bir para..
keşke hayatın bu telaşı bu tempo annemizin bize bağırdığı ve bizim için eve dönüş vakti olan sesi kadar anlamlı ve vazgeçilmez olsaydı.
Düşünüyorumda sanki başla bir dünyada yaşıyormuşuz ozaman, herkes mutlu, kaygısız, sokaklar Çocuklarla kaynıyor, her gün mahalle maÇları, en büyük derdimiz adam gibi top bulmak, güzel günlerdi Çok güzel.
Taso'nun usd, futbolcu kartlarının euro, misketlerin ise tl para birimleri olduğu dönemlerdi. Futbolcu kartları da oldukça meşhurdu, dikdörtgen kutu şeklinde satılırlardi.
Yerde duran tasoyu ters çevirince hayatımıza kazandırmış olduğumuz o efsane fiil "keptim" gerçekleşmiş olurdu. Tabii yerde duran 2-3 tane tasoyu aynı anda kepiyorduk bazen.
Futbolcu kartlari da ayni sistemdi. Elimizde tuttuğumuz kartları elimizi birbirine vurmak suretiyle yere bırakırdık.
Bir de efsane maçlar vardı. Defterden yirttigimiz kağıtlardan buruşturarak top yapardık. Cl final topu gibi gelirdi o zamanlar. Bant tedarik eden arkadaş her zaman saha üst bir konumda yer alırdı, topun oluşmasındaki en büyük yardımcı. O zamanlar siyah elektrik bandı ile top yaparak devrim yaratmıştım, ama taş gibi olan top pek rağbet görmemişti.
Samimi dönemlerdi, ne çıkar vardı o zaman ne kötülük.
o kadar iyi misket oynuyordum ki evin her yeri torba torba misket olmuştu, annem de dayanamamış gitmiş tüm misketleri çocuklara dağıtmıştı. Okuldan eve geldiğimde yaşadığım travmayı anlatamam. Tek tek çocukları bulup toplamaya çalıştım misketleri ama nafile... Kabus gibi bir dönem geçirmiştim sonra bıraktım misketi tasoya geçtim.