taso dediğin zaman pokemon falan değil bugs bunny gelir aklımıza. buzparmak yiyerek dondurma keyfi süren neslin devamıydı max yiyen nesil. harry potter falan da yoktu. casper ninja kaplumbağalar bilemedin taş devri. şirinleri izlemez delikanlı adam. izledikte hiç söylemedik. rosalinda neki. bir yalan rüzgarı var bir hayat ağacı benden içeri. sensible soccerdı futbol amigada. fifa yı yapanlar daha işe başlamamıştı. yani aslında az şanslıydınız. çünkü değişimin başındaydınız. şanslı bizdik. bide keh keh keh gülen köpeğin adı...
edit: değerliydi köpeğin adı. hatırlatma için yo dostum yo rumuzlu arkadaşıma teşekkür.
taso için cipsleri mıncıklayan bir nesildik biz...
bilgisayarın ruhsuz ekranında hayallerimiz ve çocukluğumuzdan vazgeçmedik; tasolarla, gazoz kapaklarıyla, bir küçücük topla kocaman bir dünya kurduk kendimize, o dünyanın içine de sevgi kattık ve mutlu olduk; çocuk olduk biz. cebimiz fakirdi; gönlümüz zengin, hayallerimiz büyüktü.
taso için cipsleri mıncıklayan bir nesildik biz...
max dondurmalarda bedava olup olmadığını anlamak için birimiz yaşlı bakkalı oyalarken birimiz açıp bakardı bedava olanı alırdık. halbuki çalabilirdik ama orada aslolan dondurma yemek değil bedavayı bulmaktı çocukluk işte.
Doritos alınacaksa bir kaç kişi gidilip içinde taso olup olmadığı her birey tarafından teyit edilir, son karar verilirdi. Taso çıkmayınca yüzlerdeki ifade unutulmazdır. *
küpecik yaparak harçlığımızı çıkarırdık biz (ramazan ayını kütahyada geçirenler bilir).
sabahları çizgi film kuşağını yakaladığımızda sevinen bir nesildik biz . çizgi film kuşağı başlamadan önce çıkan tavşanın "nesquikleriniz hazır mı" sorusuna bir kere bile evet diyemedim be sözlük. evde kakao vardı onu yapardık bizde... hey gidi hey .
geceleri 9 dan önce eve girmeyen bir nesildik biz. 12 yi bulduğu da oluyordu ara sıra.
bilgisayarımız olmasada "999 in 1" oyun kasetlerimiz vardı aterilerimiz için . onları takas yapardık arkadaşlarla.
4 torunu olan bakkal sahibi amcamızın yabancı biri cips alırken mıncıkladığı ve içi dolu olanlarını torunlarına verdiği zamanları da gördük bu nesilde.
hey gidi hey, akşamları bisiklet turları yapıp yorgunluktan bitap düşene kadar pedallayan bir nesildik biz. çizgi film var diye sabahın yedisinde televizyonun sesini sonuna kadar kısıp (evdekiler uyanmasın diye) sadece izlemekle yetinen bir nesildik.