Başını, Yıldız Teknik Üniversitesi doçentlerinden Caner Taslaman'ın çektiği bir grup akademisyen tarafından oluşturulan yapılanma. Yapılanmanın diğer üyeleri, seçebildiğim kadarıyla Enis Doko ve Emre Dorman gibi birkaç akademisyen daha. Bu yapılanma, türkiye'de ilerleyen seküler hareketin farkına varmış olacak ki, ingiliz teologlarının*** hıristiyanlık için türettiği argümanları kopyalayarak, Türkiye pazarına sunmaya çalışan insanlardan oluşuyor.
Yapılanmanın genellikle başvurduğu yöntem, felsefi sözcük oyunlarıyla tartışmanın kazanıldığı izlenimini vermektir, ki başları olan Caner Taslaman'ın, katıldığı tartışma programlarında, kendi alanı olmadığı halde, fizik üzerine uzmanlaşmış insanların yorumlarını elinin tersiyle iterek kendi laf oyunlarını öne sürmesi, bunu çok güzel ortaya koymaktadır. Türkiye'de bu gibi akademisyenler halkla bilimi buluşturmaya çalışıyorsa, gelecekten şüphe edilebilir.
Yine de şöyle bir gerçeklik söz konusu: gidilen kitapçılardan neredeyse hiçbirinde, bu yapılanmanın eserlerine rastlanmıyor. Çünkü -sıkı durun- kitaplarını bedava dağıtan bir yapılanmadan söz ediyoruz.
Sürekli neden hiçbir şeyin yerine bir şeylerin olduğunu sorup duran** klon gençler üreten bu yapılanma, tanrının neden tarif ettikleri gibi olduğu sorulduğunda, bilimi tamamen ellerinden bırakarak, felsefeye sarılmakta ve sonu gelmez paradokslara sürüklenmektedir. Bilimsel bilgiyi, şu ana kadar gözlemleyebildiğim kadarıyla, kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktadırlar.
iki diferansiyel denklem çözüp fizik alanında uzmanlaşmış adamın çıkıp "doğal seçilim" den bahsetmesi kadar maydonoz olmayan yapılanma. gayette güzel konuşuyorlar.
Bilim ve felsefe ilişkisi kurma olgusuyla, bilim ve felsefe çorbası yapma durumunu karıştıranların birden avukatı kesildiği yapılanmadır. "Hem yanlışlanabilir, hem bilimsel..." diye dalga geçen bir filozof, bilim ile felsefe ilişkisini kurabiliyormuş.
Ayrıca ünlü kitapçıların çoğunu gezerseniz, bu yazarların kitaplarının oralarda bulunmadığını göreceksiniz. Hatta bizzat kendi deneyimimdir; büyük bir kitapçıda bunların kitaplarından herhangi birini sorduğumda, adamın tepkisi "Bizde onlardan ne arar ya!? Adamlar masal anlatıyorlar." olmuştu. iyi de gülmüştüm.