tasasız velet

entry4 galeri0
    1.
  1. Derdin, sıkıntının kelime anlamını bile bilmediğimiz, herkesin geçirdiği bir dönemdir.

    küçükken her şey ne kadar kolaydı. mutlu olmak için sudan sebepler yetiyordu bize. taşlardan yapılan kalelere atılan goller en büyük gurur kaynağımdı. mahalle takımına seçilmek ne büyük mutluluktu. sayısız misketim sınırsız neşemdi. tasolarım vardı sonra, kara kutu aterim. ilk alındığında ne kadar da sevinmiştim. süper mario oyununu ilk bitirdiğimde içimdeki heyecanı anlatamam size. her şey güzeldi, her şey kolaydı, umut dünyasıydı, uzun metrajlı sandık çocukluğu, kısa sürdü ama.

    birden büyüdük aniden. öğrencilik hayatı, yarış atına dönmemiz, hafta sonu bile çalışma mecburiyetimiz olan acımasız bir dünya. öss vardı, ygs-lys oldu sonra, ama dertlerimiz azalmadı bununla. adam olmanın kıstası sınavı kazanmaktı. kazanamazsanız adam gözüyle bakılmıyordu size. Üç tane soruyu fazla yapsaydınız adam olacaktınız ama yapamayınca siz adam değilsiniz dendi. daha çok soru yapan daha çok adamdı, daha az yapan azcık adamdı.

    üniversiteyi kazananlar kendini çıkmazda buldu bir anda. işsizlik stresi bizi boğuyordu. öğretmenleriyle iyi geçinenler yüksek notlar alıyordu, ve siz uzaktan bu duruma sinir oluyordunuz, kimsenin umurunda olmuyordu. daha çok adam olanlar seçiliyordu aranızdan. ev hayatınızda en iyi iktisat teorisyenlerini geride bırakıyordunuz azcık paralarla geçinirken. sosyal hayatınız elinizden alınıyordu. devir tek tip insan devriydi çünkü. renkliliğe izin yoktu. renklerinizi elinizden alıyorlardı. gök kuşağınız soluyor, prizmanız kırılıyordu.

    okulu bitirdikten sonra uzun süre işsiz kaldınız. iş bulan şanslılar da oldu tabi. şanslılar diyorum çünkü işler parsellenmişti önceden. babanız, amcanız, dayınız varsa işiniz hazırdı ama yoksa adam değildiniz siz, adam yerine koymuyorlardı. işsiz kalanlarınız çabalarımız boşa mıydı diye isyan ettiniz. haklıydınız da, ama sizi kendinizden başka kimse duymuyordu. kalabalık içinde yalnızlığı tadıyordunuz, tadı acı geliyordu size. çünkü şerbeti içenler adam olanlardı, siz adam değildiniz.

    büyüdük. gerçekten büyüdük. keşke hep küçük kalsaydık. Tasasız veletlik iyiydi be abi!
    3 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. oysa ne kadar güzeldi ortaokulda lisede sınıf başkanı seçilmek. peşpeşe seçilmekse tadından yinmezdi.

    sonra sınıfta kollar seçildiğinde spor kolu seçilmek... hocanın sınıftan çıkarken ''hey ömer gel, sınıf sana emanet. otur bakıyım masama'' demesi.

    her yaşın içinde barındırdığı şirinlikler olsa da, veletlik dönemindekiler bi başka.

    şimdilerde kimse yanağımızdan makas alıp, başımızı sıvazlıyıp ufak bi mebla da olsa cebimize para sıkıştırmaz. o zamanlar ne kadar değerliydi, verilen bi sakız parası bile...

    yere düşen çikolatanın yarısını o zamanlar kimseye aldırmadan, arkadaşlarınla güle oynaya alıp tekrar yemek. mahalle maçlarında beğenilen kıza hava atmak için sert oynamak.*

    ailenin durumu ne alemde bilmem ben, bugün de yiyeceğim dondurma sayısına bakarım modunda olmak! hayatı hep pamuk şeker kıvamında zannetmek...
    3 ...
  5. 4.
  6. ilk okul yıllarımıza denk gelen, acı nedir, dert nedir bilmediğimiz güzel zaman dilimidir. büyüdükçe dertler de büyür, büyür.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük