Komprador komisyoncu kan emici emoeryalistler yerine, bizzat kendi zikiyor artık devlet sanırım. Tanzim satış noktası denilen yerdeki fiyatların pazardan farkı olmamasının mantıklı bir izahı yok başka.
Bütün bu gürültü, fiyatı 4 liradan 3.60'a çekmek için miydi? O da pazarının kârı zaten. E hani komisyoncu vampirlerin payı?
ülkemiz emek yoğun bir ülke olmaktan seneler önce çıkmıştır.
gerçek tarım ülkesi usa'dır, sonra da rusya.
(bkz: )leontief paradoksu.
demek o ki tarım ülkesinde yaşamıyoruz.
"devlet ticaret yapmaz" diyerek para basan bütün devlet teşekkülleri satıldı, şimdi hıyarı, patlıcanı ucuza satacağız diye ticaretin en dibi olan tanzim satışı devlet yapacak deniyor.
16 senedir ele geçirdikleri devlet imkanları ve aşağılık medya ile uyuttukları ülkede, artık Ne yaparlarsa yapsınlar gerçeklerin ortaya çıkmaya başlamasının küçük bir örneğidir.
Bunlar seçmenlerine o yalaka medyalarında sabah akşam 'yerli tank, yerli uçak, yerli araba, yerli uzay mekiği yapıyoruz' palavraları izlettirken, meyve sebze satma işine girmeye başladılar. Umarım seçmenleri artık şunu sorarlar;
'Sen daha yerli tarım yapamıyorsun, her şeyi ithal ediyorsun. Ne Tankı, ne tüfeği lan?'
tarım ülkesi dendiğine göre türkiye değildir. şu tarım ülkesi lafını kim götünden uydurdu anlamak mümkün değil. nüfusunun yüzde 5 i kırsalda ikamet eden tarım ülkesi olur mu? bunu iddia edenler yaşamları boyunca kaç kere bir tarlada yürümüşler kaç kere bir karpuzu tarladan koparmışlar, kaç kere bir domatesi koparıp bir ısırık almışlar.
hep laf.
Ben şimdi o kuyruklarda bekleyen AKP'lileri de anlıyorum, akşam dünya lideri, herkesin kıskandığı bir ülke olarak yatıyorsun sabah kalkıp ucuz patlıcan kuyruğuna giriyorsun... Zor.
Tarım ülkesi diyorsun babanın çiftliğinden kaçıp öğretmen, doktor, mühendis, oluyorsun. Fiyatlar fırladı aç öldük diyorsun. Tanzimi beğenmiyorsun. Devlet sana demirden yaaaaarrrrrrak yapsa neden çelikten yapmadı diye ağlarsın güzel kardeşim. Kusura bakma sen alışmışsın artık senin hayatın bu dünyadan şikayetçi olmakla, mutluluğu bulamamakla geçecek. Seni hiç bir şey tatmin etmez. Sen sikimsonik bi hastalığa yakalanmışsın. Çok geçmişler olsun.
Tarım ülkesi lafına da hastayım. Sanki tohumu toprağa atıp sonra gelip ürünü hasat ediyorsun.
Bunun ekmesi var sulaması var gübresi ve ilacı var. Traktörü biçerdöveri yani mazotu var. Mevsimlik işçilerin yevmiyesi sigorta primi var.
Özetle bütün bu girdiler üzerinden konuşmak lazımken neden bu kadar pahalı , biz tarım ülkesiyiz demek işin kolayına kaçmak.
Özetin özeti kredi kartına yaslanan bir halk üretmeden tüketmeye alıştırıldıkça , tarlada ter dökene kadar gel şehirde asgari ücretle yükselen inşaat sektöründe çalış olsun bitsin diyordu insanlar ama inşaat sektörü krize girdi ve suriyeliler çalışma izni aldı yani orada da deniz bitti.
Yan gelip yatmaya alıştırılmış bir millet olduk. iktidar sadece bunun üzerine tuz biber ekti. Asıl kabahat bizim. Kimse bunu görmüyor. Uğraşmak mücadele etmek zor geliyor artık millete. Ayrıca Niye uğraşsın ki ürün tarlada çürüyorsa? Çok karpuzlar tarlalarda çürüdü çok. Çünkü sistem yok. ilgilenen yok. Köylü gariban. Ankarada dayısı yok. Halde işyeri yok.
1940 lar için kullanılacak tarım ülkesi tabiri doğru olabilir hala o yıllarda kalmış zihniyetlerin bir alışkanlığı olarak ancak biz tarım ülkesi değiliz, maalesef sanayi ve teknoloji ülkeside değiliz. istihdamımızın büyük çoğunluğu hizmet sektörü üzerine. bu durumda biz sağlam bir hizmet ülkesiyiz.