son aldığımız ölüm haberlerinden sonra, ölmeden kendisini efsane bir filmde izlesek dediğim oyuncu/sanatçı. Son oynadığı bir kça film dışında efsane türk filmlerinin bir çoğunda onun adı bulunmaktadır. hadi be usta kült olacak bir filmde daha izleyelim seni. oyunculuk nedir sinema nedir öğrenelim.
ayrıca kendisi parti kursun ve başına geçsin. politika nasıl yapılır görsün herkes. adam gibi adamdır.
Neredeyse bütün filmlerinde yarı çıplak dolaşan artiz. Kaslı seksi bir vücudu olsa hadi neyse, ama kereste gibi gövdesini sürekli sergilemesi çok itici. Benim şekerpare şekilli göbeğim daha seksi. Ben gösteriyor muyum?
Büyük devlet adamı Atatürk'ün manevi değerlerine hemen her gün hakaret ediliyor, kahroluyorum. Atatürk'ü özlüyorum. Eminim ki benim gibi düşünen milyonlarca insan var. Onun felsefesini, kudretini, devlet adamlığını özlüyorum.
Tarık AKAN
kesinlikle katılıyor aynı sıkıntıyı bende yaşıyorum.
ülkenin en büyük birkaç aktöründen biridir. paradan öte sinema sanatını sevmiş, paraya değil kaliteye yönelmiştir.
öyle ki dönemin en büyük yapımcısı ertem eğilmez'e kaliteli ve sosyal içerikli filmlerde oynamak istediğini söyleyince; eğilmez ona salon filmlerinde oynamak zorunda olduğunu söyler. tarık akan ise karşı gelir ve yuvası arzu film'den ayrılır, hemde kendisine sektörde ambargo konulacağını bilmesine rağmen.
zaman sonra ise kendi yapmak istediği türde filmler için çalışmalara başlamış ve o dönem için devrim sayılabilecek maden filmini dönemin ünlü yapımcılarına rağmen çekilmesini sağlamıştır.
türk sinemasının en güzel filmlerinden canım kardeşim ve hababam sınıfı'da tarık akan'ın isteği ile çekilmiştir. akan sinemaya aktarılmasına vesile olduğu hababam sınıfı'ndan da asıl anlatılmak istenilenin dışına çıktığı gerekçesiyle,ayrılmıştır damat ferit olarak.
saçma salak reklamlara ve projelere bulaşmamış on milyonlarca dolar yerine, ideallerini ve kaliteyi tercih etmiştir.
Eskiden Kenan Evrenin adı her yerde vardı. Şimdi hiçbir yerde yok. Ama şimdi baktığım zaman Recepin adı her yerde. O da bir gün olmayacak hiç bir yerde.
mecidiyeköy 1. şube ve selimiye de çekdiğin acıları okudum,sigarasızlık başına vurduğunda nasıl görevliyi hüseyin le ayarttığıızı felan. orhan ve burhan apaydın lara çok şey borçlusun. anne kafamda bit var.
"28 şubat darbe değil, 1960'da devrim yaptık" diyen efendi.. bazısına göre de ağrı dağı japonya'da.. keşke bakırköy'den çıkmasaydı, bu aralar silivri'de takılıyor..
--spoiler--
18 şubat 1997 tarihine ertelenen mahkemeye gittiğimizde dgm tarihinde görülmemiş şekilde mahkemenin 28 şubat 1997 tarihine ertelendiğini öğrendik.' içeride kardeşine işkence edildiğini söyleyen özbolat, 'ayrıca polis zoruyla şiddetin son noktasına varan işkence altında belgeler imzalatıldı. mahkeme yargılama esnasında bunları görmezlikten gelerek, yani yok olanı var sayarak hareket etmiştir" diyor.
hakim horluyordu
27 şubat 1997 günü 1.ordu komutanı dgm'leri ziyaret eder. aile, 28 şubat günü 'nasılsa dava düşmüştür, oğlumuzu alıp gideriz' derken işlerin tersine döndüğünü fark eder: 'duruşmada sanıklar son savunmalarını yaparken dgm hâkimlerinden birisi mahkeme esnasında hafiften horlayarak uyuyordu. 28 şubatçılar o gün kardeşime idam kararı vererek darbelerini bu karar ile taçlandırıyorlardı.
--spoiler--
koca kafasına bir dönem medyanın desteğiyle bir iki rol çalabilmiş loser kişilik. kendisinin ne kadar yeteneksiz olduğu pis yedilide resmen döktüren oğlundan anlaşılıyor.
