tipik ak-it zihniyetinin atasporunu yapan bir grup karaktersiz satılık medya maymununun karalama ve itibarsızlaştırma çabalarına ve iftiralarına maruz kalmış olan; bir dönem yakışıklılığıyla olduğu kadar, sade ve örnek yaşayışı, naif kişiliği ve haksızlığa ve vatana zarar verenlere karşı dik duruşuyla da kalbimizde yer edinen, erken gidişiyle bizleri üzen değerli insan.
mekanı cennet olsun.
şu da bir gerçek ki tatlıses'ler, avşar'lar, koçyiğit'ler, nihat doğanlar, yavuz bingöller bu dünyadan göçtükleri zaman onları böylesine sevgiyle uğurlayan ve saygıyla yâd eden olmayacak.
tarık akan : günaydın. gülşen bubikoğlu : ne arıyorsunuz burada. tarık akan: alışverişe çıktım. burası mağaza değil mi? gülşen bubikoğlu : burda yalnız bebek eşyası satılır. size göre malımız yok. tarık akan : ben de bebek eşyası alacaktım. gülşen bubikoğlu: yaa! demek birde çocuğunuz var. tarık akan: kardeşim var kardeşim! hem ben müşteriyim bana bakmaya mecbursunuz. gülşen bubikoğlu : peyki buyrun. ne istiyorsunuz? tarık akan : kardeşime elbise alacaktım. bi lastik don.
bu ne çıldırtan denge. ah güzel kahramanım bugün yine seni özledim.
ne zaman hüzünlensem sen gelirsin aklıma. tarık akan bile gitti demeye dilim varmıyor. gidişinin ardında onca zaman geçti. onca ay onca gün. kaç kez girdin de rüyalarıma doyamadım sana ben.
canım yanıyor, çok yanıyor. ağlıyorsam döküyorsam iki damla gözyaşı sen aklımdayken döküyorum. sana sığınıyorum.
ölürse ten ölür,
can'lar ölesi değil...
sevgi ve özlemle...
tam 6 defa altin portakal odulu almistir. bu kadar cok defa altin portakal almasi biraz da siyasi nedenlerle olsa da "adak" filmindeki performansi zamaninin cok otesindedir.
Ayrıca zulum falan görmemiştir... Kale içinde antalyada en pahalı ev villa onundur.. Ama buna rağmen kapitalizme hep savaş açmış ... Uşaklık yapmamıştır.. Sağlığında antalyada bir iki kahve sohbetinde bulunmuşluğum vardır...
tarık akanın oğlu barış üregül babası hakkındaki bir röportajda şöyle demiş,
“Bu kadar sevildiğini, kalabalığı görse, 'Vay, bu kadar seviliyor muyum?' derdi. Babam çok enteresandır, meşhur olduğunu, sevildiğini unuturdu!
Gerçekten! Mesela derdim ki; 'Baba bak arkadaşın senle fotoğrafını Facebook'a koymuş, 3 bin kişi beğenmiş'. 'Vay be 3 bin kişi beni beğenmiş mi? der, hakikaten çocuk gibi şaşırırdı. Yemekte biri yanına gelip fotoğraf çektirsin, 'Bak beni hala tanıyorlar' derdi. 'Baba ne diyorsun ya?' der, gülerdik.
Kendini her zaman Kayserinin bir köyünden çıkmış, işportacılık, cankurtaranlık yapmış, sıradan biri olarak görürdü. içindeki çocuğu, gerçek kişiliğini bozmadığı için şımarmadı. Şöhretin, baskıların, hapislerin kendini değiştirmesine izin vermedi. O yüzden Tarık Akan oldu!”
halkın insanı tarık akan. saygı, sevgi ve özlemle anıyorum.