her daim böyle oldu. annem, babam, ablam... tek kelime etmemeye çalıştım, ettiğimde de anlar belki diye devam ettirdim. ama hiç bir zaman sonunu getirmedim. çünkü dinleyen yok.
arkadaşlarım, yakın arkadaşlarım, kardeş bildiklerim, öğretmenler... sonuç? ya uludağ sözlüğe, ya facebooka, ya da duvarlara yumruklarla dert anlatmak oldu. ayda bir mouse kırdığım zamanlar, kırılmayan mouse'un butonunu söktüğüm sonra da duvardan duvara fırlattığım oldu. ama hiç bir daim anlamadılar. şu an delirdim, sokaklara bağıra çağıra dert anlatıyorum. allaha sövüyorum. tamamen sinirden.
birazcık değil artık günlerce aylarca yalnız kalmaya ihtiyacım var. hatta mümkünse ekmek elden su gölden yaşamak istiyorum. selametim için önemli. sinirlenince en dandik terlikle dışarı çıktığımdan beridir ayağım hala acıyor üstüne zor basıyorum. her imdatlarına ben yetişmeme rağmen sövmem çok görülüyor. bana da yazık... diyemiyorum. çünkü onlar 45 yıl yaşadı 25 yıl yaşadı. ben sanki rahminden yeni çıktım anne. sanki karşılarında 36 yaşında bebek var hem imdatlarına yetişsin hem de hiç bir şey görmemiş tecrübesiz olsun.
kırılan eşyalarımdan sonra giden anılarımdan sonra iyice kafayı sıyırmışken bir de olmadık sinirlerini çekiyorum ya... bir kız istiyorum beni saatlerce dinlesin bana sarılsın istiyorum. o da olmadı.
bir kuş boğdum yıllarca bir kedi dövdüm. aslında buraya çok şey yazdım hatta yolladım bile. ama yok, birisi bile gördüyse benim için zarar. hesap riske girmesin. tek içimi dökebildiğim yer burası.
derdimi de anlatmam. hatta kendime dair hiç bir şey bilmezler. 7 yıl önceki gibi dökümlere bakıp onlara küfrettiğimi buldukları gibi de bilgisayarımı kurcalamaz, açık olan ulusözlük hesabıma bakmazlar. bakmasınlar. sonra evde küfür kıyamet olur bilgisayarımı kırarlar da telefonlarını kıramam diye korkuyorum.
delirdim sözlük. delirdim.
edit:36 yaş yazınca büyük sanılmışım hatayı düzelteyim. yaşım 17, ama hem 36 yaş hem de bebek sanılmaktan bıktım demek istedim.
Bu şey tartışma bitince "ya onunla hiç uğraşmamam." "Gitsin belasını başka yerde bulsun." deyip sonraki gün " ya keşke şunu da deseydim." tiptir. iyi de kardeşim sen hiçbir şey demedin "bir de",si ne?
olaylar büyürse başına daha büyük işler açılır bunun farkındadır ve uğraşmak istememektedir. Susar. Ancak bu şekilde hakkını yedirme veya haklıyken haksız duruma düşme olayları görülebilir. Susmayın efendim adana conoları gibi davranın çirkefleşin.
bence o kadar sessiz de kalmaması gereken insandır. tartışmayı bilen insanlarla tartışmak kötü bir şey değil. ama şimdi düşündüm; karşımda ki tartışmayı bilmeyen bir cahilse diye sessiz kalmış olabilir.
Maalesef her bayram ziyaretinde maruz kaldigim durum. Tamam anadolu'da yasiyorsun hayat biraz reroro ama yapma uzaktan akraba yapma bu kadar sigir olma. Eved.
Herkes olmak istediği kişi gibi yazmış. Ama gel gör ki maksimum yüzde 20miz böyle sessiz kalabilir. Karşı tarafın cahillik leveline göre tahrik gücü de artıyor. Bu durum ister istemez sessiz modu deaktif ediyor. Velhasıl herkesin sessiz kaldığı bi sözlükte nasıl oluyor da saçma tartışmaların döndüğü oluyor insan hayret ediyor.
Bunlarla ilişki ne kadar erken kesilirse o kadar iyidir.
Sorunları tartışmak yerine kaçarlar.
Yüzünüze gülerken içten içe yıllar boyu size diş bilerler.
Sonra hiç beklemediğiniz anda kazık atarlar.
Hayır gelmez.
içi dışı bir, aklına eseni söyleyen insanlardan şaşmayın.
ikili tartışma sırasında eğer sakin sakin konuşurken karşı taraf celalleniyor illa da benim dediğim diyorsa %100 haklısınızdır rahat olun fazla uzatmayın. eğer karşınızdaki de gayet sakin kalıyorsa söylediklerini süzgecinizden geçirip sorgulayın.
Önceden hep kavga ederdim bir faydasını görmeyi bırakın çoğu zaman zararını gördüm. Önce sakin kalıp öfkemi kontrol altına alıyor ardından müdahale ediyorum. Bence en sağlıklısı bu.
genel olarak yaptığım bir şeydi ama zamanla gördüm ki ben sessiz kaldıkça karşı taraf üste çıkıyor, o zaman verdim kalayı. biraz da onlar üzülsün, banane.
tartışmanın şiddetinden kaynaklı geçilen moddur. Eğer elinizde ki veriler, onun beynine hitap etmiyorsa bu süreç sonrasında "ne desem boş " kulvarına geçersiniz. Aslında bu bir tercih meselesidir, susup sessiz kalmakta bir tercih, onun üzerine gidip psikolojik olarakta çökertebilirisiniz. n'aparsanız yapın be.
fakat,
susup sessiz kalırsanız, bunu alışkanlık haline getirip kendinizi de susturmayın. belli bir sessizlik sonrasında, kendi hayallerinizi, kendi iç sesinizi de susturmaya başlarsınız işte o gün sıçtığınız gündür. ne olursa olsun kendinize barışık, kendinizi tatmin eden, kendinizi mutlu eden süreçlere yelken açmalısınız.
hayat bu efendiler. sikim sonik konular yüzünden kavga edip bunun neticesinde bile sessiz hale gelebiliyorsanız, kendinizi "mute" moduna almamalısınız..
bazen sinirlerin gerilir böyle elini ayağını koyacak yer bulamazsın, işte öyle bi durumda insanlar nasıl sessiz kalabiliyor.
benim yenmem gereken en büyük kötü yanım.
Bugün bendim o. Ben, kendimi hep geri zekalı ve her konuda yetersiz görürüm ama bugün dedim ki en azından tek işi boş ve gereksiz muhabbet olan anlayışı kıt ve önyargılara hapsolmuş biri değilim.