aşk için, sevgi için, nefes alma sevdası için, en önemliside onu unutmamak için sen yürümelisin arkadaşım...
öğret yaşama, aşkınızın böylede devam edebileceğini... yaşayarak, yaşatarak, uzaklaşmadan ve uyuşmadan...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
sarıldılar
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
ayrıldılar...*
ablam olaan yazardır. sevilesi dertleşilesi bi abla üzüntüsüne yaklaşabildiğim için kendimi iyi hissetmemi sağlayan bi abla. hayatta bütün sevdiklerimi kaybetmiş oldugumdan kendisine bişi olmasın diye dua ettiğim yazar.