tarkovski sineması

entry3 galeri1
    1.
  1. rus sinemasının minimalist akımının temsilcilerinden olan sinemadır.
    tarkovski modern çağın son dervişi, son uleması sayılır.
    filmlerinde hep tanrı' yı aramıştır, aynen kitaplarında tanrı' yı arayan dosto gibi veya o' nu sorgulayıcı ve arayıcı eserler veren nietzsche gibi.

    sinemasından anlamayanlar genelde abd sinemasına alışkın olanlardır. oscar da zaten sinemanın amerikanlaşmasından başka bir şey değildir. tarko' nun hiç oscar' ı olmadı ama hiç bir oscarlı oyuncu ve yönetmen onunla baş edemedi.

    tarkovski sineması ve oscar ilişkisi veya denklemi eğer oscar alan iyi yönetmen alamayan kötü yönetmen denklemiyse baştan parametreleri veya modülleri yanlış kurulmuş denklemdir, oscar bir değerse alınmalıdır yok değersizlikse alınmasının da bir değeri yoktur.

    aynen nuri bilge üstad gibi onun da oscar' ı yoktur ama cannes film festivali neredeyse o' na bağlanmıştır, hatta onsuz jüri de kurulmamıştır geçen dönemlerde.

    oscar-sinema ilişkisi tarafsız bir ilişki değildir hep bir tarafın, ucuz yönetmenlerin ödül aldığını da gördük, siyasi sebeplerden ödül verildiğini dahi gördük.

    oscarlı yönetmen iyi yönetmendir anlayışı ne kadar doğru ise nobelsiz yazar o kadar kötü yazardır anlayışı işte ancak bu kadar doğru olabilir. mesela nobel alan iyi yazardır anlayışını savunanlar tüm zamanların en iyi yazarlarından dostoyevski' nin nobelsiz olduğunu hep gözden kaçırmaya çalışırlar ya da laf ona gelince dansöz gibi kıvırtmaya başlamaktadırlar. sahi ya nobelli orhan pamukla nobelsiz dostoyevski' yi karşılaştırdığınızda ne cevap vereceksiniz? dosto' nun hiç nobeli olmadı ama bugüne kadar çoğu nobel ödüllü yazar onunla daha baş edebilme yollarını bulamadılar. nobel ve edebiyat ilişkisi ödül alan iyi alamayan ya da almayan kötü denklemi ise gerçekten ucuzluktur, basit, sığ mantıkla yola çıkmak ve yolda kalmaktır.

    hani dosto her şeyin kitabını yazabilirse tarkovski de her şeyin filmini yapabilir derler ya işte tarko öyle biridir, sinemanın dosto' sudur.

    şimdiki gençlik onu anlamıyorsa sebebi yeşilçam' ın da şimdiki sinemamızın da dahil olmak üzere daima çakma amerikan sineması ürünleri ortaya koymasındandır. daima kötü bir taklitçi olduk, hiç orjinal olamadık. o yüzden şimdiki gençlere tarko' yu anlamadıkları için kızmam, kızamam sebep onlar değil çünkü sinemamız. yalnız son dönem gelen eleştirilerde bazı zengin bebelerin iddia ettiği gibi ''o * bizim düğünü bile çekemez'' durumu yanlış ve haksız bir durumdur.

    tarkovski baskıcı sovyet yönetimi döneminde sinema için, sinema üretmek için ölmüş bir adamdır. sinema için baba yadigarı arazi ve evini satacak ve ortada beş parasız kalacak kadar büyük özveri vermiş bir adamdır.
    ''ben insanları süperman filmleriyle aldatacak kadar aptal yerine koyan yönetmen olamam'' demiş bir adamdır.
    ''ilkelerimi kaybettiğim zaman doğa ile saf ilişkimi de kaybederim.'' demiş birisidir.
    solaris' i abd' ye cevap olarak da görmemiş bir büyük adamdır.
    ''güzel gizlidir, bulmak lazımdır.'' demiştir bir sözünde.
    ''her sanat amacını niçin bu dünyada olduğumuz yönünde kurmalıdır.'' demiştir.

    şair olan babası arseni tarkovski' nin sanat hakkında güzel bir sözü vardır ; ''sanat, dünyanın kötü kurulmuş olmasından doğar.''

    biz de paragrafımızı bitirmeden bu söze de yer verelim ve bu şairi ve bu şairin oğlu olan yönetmeni, bu iki adamı anlayalım.

    tarko sinemasından anlamayan ya da dikkatli izlemeyenler için sinemasından parametreler verelim de bitsin :

    dökülen sütler, yanan evler, açlıktan ağlayan bebekler, çaresizlikten kıvranan kadınlar, teknolojinin ezdiği sevimli hayvancıklar ve tam karşında şaha kalkmış umut veren, direnen bembeyaz bir at.

    saygılar.
    6 ...
  2. 2.
  3. 3.
© 2025 uludağ sözlük