dönemin şartlarına göre hazırlanmış, çocuk yaşta izlenince korkutucu gelse de şimdilerde gülünç olan yaratıktır. gerçi gülmemek lazım zira her ne kadar gözümüz alıştığı için tarkan'ı yadırgamasak da tarkan rolündeki kartal tibetin elbise giyip alttan sürekli beyaz çamaşırının görünmesi, siyah kaşları ve bıyıklarına rağmen 'ben peruğuuuummm' diye bağıran sarıya çalan saçları da gayet enteresandır. biz yine de severiz tarkan'ı. bizzat ben çok severim, her denk geldiğimde izlemeye çalışırım. dolayısıyla dönemine göre yine de başarılı denebilecek bir çalışmadır.
suyu yiyince götü başı dağıtan*, izleyeli yıllar yıllar olmasına rağmen yerlerinden uğramış gözleri hala hafızamda olan şey. Tanımı yok, "şey." Bir de, bu plastik şey göründüğü anda film heyecanlanır, müzik hızlanırdı ki, o müzik de hala kulaklarımda. ***
tarkan ın kılıcı sokmaya çalışıp durduğu ama lastikten olduğu için bi türlü sokamadığı ahtapottur. ayrıca iskeleden atılan biraz büyükçe bi taştan da tırsıp ebesinin .mına kadar kaçması görülmeye değerdir.
Tarkan'ın vikinglere karşı savaştığı filmde nazlı nazlı kıyıya gelip, kafasına taşı yadikten sonra da orta bölümünün batması sonucu dünya sinemasında unutulmaz yerini alan pembe deniz mahsulüdür.