duygu asena' nin bir oturumda nazim hikmet için kartpostal sairi gibi demesinin ardindan can yücel' in duygu asena' ya verdigi tarihi ayardir;
(bkz: kart sensin postal da sana girsin)
ilber ortaylı nın orhan pamuk a verdiği dillere destan ayar;
Orhan Pamuk un bir kitabında "imam ikindi namazı saatinde caminin balkonuna çıkarak ikindi ezanını okudu" şeklinde bir cümle geçmesi üzerine ilber Hoca dan aldığı ayardır.ilber Hoca şöyle ayar vermiştir;
1. namazın saati olmaz vakti olur. saat ve vakit ayrı kavramlardır.
2. Minarenin balkonu olmaz şerefesi olur. üstelik ezan şerefeye çıkarak değil içeriden okunur.
3. Ezanı imam değil müezzin okur.
süleymaniye camii nin yapımı uzayınca bunu haber alan iran şeyhi ''paranız yetmediyse bunları alın caminizi bitirin'' fermanıyla beraber, altın zümrüt inci gibi değerli mallarla dolu olan sandukayı elçisiyle kanuni ye gönderir.
ayarı alan kanuni sultan süleyman hışımla camii nin yapının neden geciktiğini mimar sinan a sorması üzerine; '' burası haliç kenarı olduğundan ilk büyük depremde yıkılmaması için temelin sağlamlığı açısından en az bir kaç yıl bekletildiği'' cevabını alır.
bu geçerli sebep üzerine kanuni sessizliğini korur ve cami bitme aşamasındayken tüm sandukadakileri değirmende dövdürüp kubbenin harcına katar ve elçisiyle haber gönderir:
-''biz sizin cami yapın diye gönderdiğiniz altını inciyi un ufak edip parlasın diye kubbemizin üzerine serperiz'' baabından okkalı bi cevap yerleştirir.
edit: rivayete göre süleymaniyenin kubbesinin güneşte pırıl pırıl parlaması işte bu yüzdendir. ve onca depremden beri en ufak bir hasar almamasının sebebi de sinan ın temeli bekletmesindendir.
green day vokalisti billie joel bir mağazada alışveriş yapmaktadır, ancak mağaza sahibinin onu tanımamasından fena halde kıl olmuştur ve adama "green day vokalistini nasıl tanımazsın" edalarıyla tip tip bakmaktadır. billie joel'nun bakışlarını farkeden mağaza sahibi billie joel'e sorar:
-ben seni biryerden tanıyorum sanki...
+evet, ben green day vokalistiyim!
-hah, tamam şimdi çıkardım. benim 8 yaşında bi kızım var, odasında senin posterin asılı.
kanuni sultan süleman ın, fransa kralı françesko ya verdiği ayar da, unutulmaz ayarlar bölümüne altın harflerle yazılacak kadar değerlidir...
Almanya ile yaptığı savaşta esir düşen Fransa kralı Françesko'nun annesi, Kanunî'ye elçi vasıtasıyla bir mektup gönderir... Annesi, oğlunu kurtarması için yalvardığı mektubunda, Kanunî'ye "Padişahlar Padişahı" diye hitab eder... Kanunî ise, Fransuva'ya yazdığı cevabî mektubunda:
" Ben ki, diye başlayarak uzun uzun hakimi bulunduğu ülkeleri saymış ve; ... Azerbaycan'ın, Anadolu'nun, Rumeli'nin, Balkanlar'ın, Karamanın, Irak'ın, Arabistan'ın, Mısır'ın, Karaların ve denizlerin sultanı Yavuz Sultan Selîm Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım; sen ki Fransa eyaletinin valisi Françesko'sun..." diyerek tarihteki en önemli ayarlardan birinin altına imzasını atmıştır...
türk: biz artık burdan göçüyoruz. size saldırmayacağız.
çinli: ama biz sizi durdurmak için bu kadar uzun duvar yaptık!
türk: yaparken bize mi sordunuz .mına koyim? *
kurtlar vadisi ırak filminde bir sahnede polat ve amerikalı lavuk konuşmaktadır.
a*.l*: ben tanrını oğluyum
p*.: benim senin gibi bir oğlum yok.
asıl dikkatimi çeken şey, olayın hemen sonrasında gelişir. polat otelden çıkar. onu dışarda bekleyen memati heyecanla sorar?
m*.: o kimmiş abi?
p :tanrının çocuğuymuş
m : vay o. çocuğu.
picassonun sergisinde dolaşırken biri, tabloda balık resmi görür ve sorar; (p=picasso, s=sergiyi dolaşn kadın)
s- böyle balık olur mu? bu nasıl balık resmi kardeşim
p- o balık ne değil canımın içi, o bir resim.
fransız asilleri bir baloda buluşmuş ve kendilerini tanıtmaktadırlar. herkes ben falanca dükün yeğeni, filanca prensin bacanağı vs. uzun listeler yapar. zamane fransasında bu liste ne kadar uzun olursa kişi o kadar asil sayılmaktadır.
sıra napolyona geldiğinde napolyon tüm fransız asillerine tek cümle ile ayar verir.
-ben napoleon bonaparte ve asalet benim adımla başlar.