terbiyemi muhafaza etmek zorudayım çünkü bazı arkadaşlar zannediyor ki, küfürleştirme boyutuna girelim konuyu böylece dağıtırız ben bunu asla kabul edemem, küfre gerek var mı hayır, ben atatürkçüyüm deyip küfretmek atatürkün bizzat kendisine hakaretdir, mustafa kemal atatürk hayatının her döneminde bilime, sanata ve felsefeye değer vermiştir.
beyinleri allah tarafından değil, bir gorilin bokundan kendi kendine oluşmuş olma ihtimali yüksek, insan bozması yaratık iddiasıdır.
1) inönü savaşı değil, "inönü zaferi" dir.
2) ayrı bir savaş değil, kurtuluş savaşı dahilinde elde edilen "zafer" lerden biridir.
3) bunu bilmek ve öğrenmek için, normal bir insanın %0.5 i kadar düşünme ve kavrama kabiliyetine sahip olmak yeterlidir.
4) biraz başınızı açın, hava alın. kendiniz geberip gitseniz neyse, bu mermer kafayla ülkenin rejimini de yıkacaksınız. işte o zaman ölünüzü bile s.kecek ateist laik kemalist insanlar var.
afet inan - anı , falih rıfkı atay- çankaya, andrew mango- Atatürk / Modern Türkiye'nin Kurucusu, kazım karabekir- Paşaların Kavgası ve cumhuriyet tarihi kitaplarını tavsiye ediyorum bu konu hakkında da bir çok bilgi bu eşsiz eserlerdedir.
çok enterasan bir bilgi vereceğim soyadı kanunu çıktığında, başvekil ismet paşa idi, atatürkün inönü soyadını birisine vermesi tamamen yalandır, işin garibi Atatürk soyadı, Mustafa Kemal Paşa'ya ismet Paşa ve 22 arkadaşının 24 Kasım 1934'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdiği kanun önergesinin aynı gün kabulüyle verilmiştir. 2865 sayılı Resmi Gazete'de 2587 numaralı kanunla da kesinleşmiştir. atatürk soyadını bulan agop dilaçardır, ve bunu ismet paşaya söylemiştir, mecliste bu kabul görmüştür, ulu önder mustafa kemal paşa atatürk soyadına karşı çıkmamış bir teveccüh olarak görmüştür, afet inan anı adlı eserinin ilk baskısında bundan bahsetmiştir.
kaynak olarak yazdığın kitapları okudun mu yok, bu dünya öyle küçük ve cahil dolu ki bazen şaşırıyorum, kopyala yapıştırlarla fikir telakkisi yapılmaya kalkışılıyor, bazıları vikipediadan bilgi verirse vikipedia mı tırt ben değiştirebiliyorum tırt yazıyor ama kendisi vikipedia dan bilgi verirse kutsal kaynak oluyor ne hikmetse, bazı kitaplardan dahi örnekler verdim, burada yunan ihtilalinin kurtuluş savaşına olan etkisini, 6lı mahkemelerde yargılanan yunan genaralleri dahi uzun uzun konuşurum, benim hep gerçek olarak öne sürdüğüm çatışmaların var olduğu ancak bunların savaş bihali içine bürünmediği ve ismet albay tarafından icra edilmediğidir.
hakkında lord kinlors diye bir yazar dışında yabancı kaynağın olmadığından mütevellit, olmadığı iddia edilen savaşlardır.
oysa lord kinlors diye biri de yok. nerede lord kinlors'un kitapları? yok?
yani bu hatayı sıradan biri yapsa, yazım hatası, telaffuz hatası der geçersin. lakin bilmemnere üniversitesinde haftalarca bişey yaptığını iddia eden biri lord kinlors diye birini referans gösteriyorsa, bunu araştırmış, üzerinde çalışmış, kitaplarını okumuş demektir. öyle olsa idi bu adamın lord kinlors değil, lord kinross olduğunu bilirdi sanıyorum. bir hafta boyunca lord kinross'un kitaplarına baksam, adamın ismi zihnime kazınırdı. "lord kinlors" yazmazdım misal ben.
yani biri bir şey atsın ortaya, öteki ben bilmemne üniversitesinde bunu ispatladım ya da ispatlayamadım desin, millet de bunu tartışssın. türkiye'nin hali işte bu şu an. biri de çıkıp demiyor ki "aga bu lord kinlors kim amına koyim?"
edit: imla
edit2: lord kinlors düzeltilmiş, en azından bu da bir işaret.
isteriz ki bilgi verilsin ama bir tarafta ortaya atılan bir iddia var ki koskoca bir savaşın olmadığı iddia ediliyor öyle ufak bir olay değil, diğer taraftan hakaret ederek üste çıkmaya çalışan bir kesim.
madem var ki ben de var biliyordum bugüne kadar, 3-5 geçerli kaynak sunarsın biter.
biz tarafsız yazarlarda okuruz yazılanları ve en azından biraz bilgi sahibi oluruz.
zerre fikri olmadan işi hakarete, dalga geçmeye vurarak üste çıkmaya çalışmak afedersiniz de "salakça" bir davranış.
alinti
tarihi bir olayi birincil elden kaynaklar dahi tahlile tabi tutulurken soz konusu olayda kanit aramak icin bilgilerin nereden ciktigi belli olmayan, birbirinin aynisi, kesilip kirpilan bilgilerle dolu olan siteleri karsiniza getiren google'in tavsiye edilmesi bu tezi one surenlere gulmemiz icin yeterlidir. ha, ben tez dedim, ama bu bildigin troll geri zekaliligi. bisiktirolup gider misiniz. bak lütfen diyorum.
savaşan azlığı ölçümüz değil bunu belirtdik bir daha belirtiyorum biz düzenli bir ordu tahsis ettik ancak inönü de iki adet düzenli ordunun çarpışması yok gece baskınları ve karşıklı top atışları ve durmadan değişen mevzilenme var, 1920li yılları ölçüt olarak alıyorum size bu dönemde bir çatışmaya savaş denmesi için şu tanım olmalıdır; iki kuvvetinde tüm kuvvetleriyle gark eylemesi hali savaşdır bu tanım fevzi çakmak'a aitdir,peki gerilla savaşı olabilir mi hayır olamaz, çünkü doğu cephesinden bir kuvvet nakledilmiş yani düzenli bir ordu artık mevcut, maalesef inönü savaşı adında taciz ve tariz ile bir savaş yaratılmıştır.
neymiş efendim mümin kardeşin dedesi o sıra orada asker(miş)ve bu tek asker nasıl oluyorsa tüm cephenin durumunu gözden geçirip gelecekte anı olarak nakledebilecek seviyede kayıt altına alıyor iki ordunun hareketlerini ve bu savaşın abartıldığını dile getiriyor, kaynağımız bu, maalesef buna inanan sığırlar allahın izniyle bomba olup tankı patlatan taş efsanesinede inanıyor.
öncelikle savaş neye denir bunu anlamamız gerekir. en az iki düşman hattının olduğu ve sonuçları tarihin seyrini değiştiren bir çarpışmadan bahsediyor isek bu bir savaştır. savaşan unsurların azlığı ile bunu ölçersek bedir ve uhud savaşlarına haksızlık etmiş oluruz. resmi tarih saçmalıklarına karşı olmak ayrı şey. ama inönü şehitleri anıtının olduğu metristepe köyünde bizzat 6 aya yakın süre bulundum. düşman mevzilerinden türk mevzilerine birçok mevzi gördüm. bir çanakkale olmasa dahi bu mevziler hala duruyor. almanyada yüksek lisans yapan arkadaşa ise sorum şu:
1. dünya savaşında türkler ile almanların beraber savaştığını bilen alman genç nüfus oranına bir baksın.
avrupa birliği temelleri atılırken sansürlenen tarihi bi araştırsın.
savaş katılan insan sayısı ile alakali değil sonuçları ile tanımlanır.
yine güldüren sanatçılar sahnededir, georgios hatzianestis yunanlılara göre vatan hainidir nasıl idam edildiğini aktarıyorum, sandalyeye ters oturtularak 1922de ve sırtından vurularak 6lı ki seçkin yargıçları olduğu bir mahkemedir bu mahkeme vatan haini olarak kabul etmiştir, nikolaos trikupis ise yine çok sonraları büyük taarruzda savaşı sonrasında esirdir, türkün ateşle imtihanı adlı romanda bahsedilir, ama bunlar tarihsel gerçeklikten çok romantizm içeren, paraflardır, atatürk kendisini türkiyede tutmuştur misafir etmiştir genel kanı idam edilmesini önlemektir ama gerçek şudur ki; yunan ihtilalcileri zaten savaşın saçmalığına inanıyorlardı savaş çığırtganları yargılanıyordu idam cezası almayacaktı çünkü teslim alınışı diğerlerinden farklı olmuştur, atatürk itibar sağlamıştır kendisine, oda ölene dek sonsuz bir minnet duymuştur atatürke, inönüdeki ki yunan kayıplara gelince sebebi top atışları ve gece baskınlarıdır. bunlar inönü savaş yapmaz , yunan kuvvetleri polatlıya kadar ilerlemiştir eğer inönü savaşları hakkında ki yalanlar doğru olsa bunun gerçekleşme ihtimali bulunmamaktadır. meclis başkomutanlığı yasa ile mustafa kemal verdiğinde biz batı cephesinde gerçekten savaşmaya başladık.
öncelikle şunu belirteyim, milletimin kahramanlığı ile gurur duyan biri olarak o dönemdeki büyük komutana ve askerlerine saaygısızlık yapmak, laik kelimesi ile ifade edilen arkadaşları kızdırmak gibi bir amacım yok.
Bu konuda duyduğum ve bildiklerim şunlar, kaynak bir gazinin kardeşi.
inönü savaşları diye bir şey var, fakat belirtildiği büyüklükte değil, yani bir büyük taarruz, sakarya savaşı gibi değil, fakat alınan mevziler ve püskütrmeler açısından son derece önemli çatışmalar. asıl iddia ise bu savaşların inönü ile bir alakasının olmaması, inönünün savaş bilgisinin çok düşük olduğu yönünde, atatürkün vefatından sonra inönünün tarih kitaplarına bu adla bu savaşları koydurduğunu iddia etti abimiz. dediğim gibi kimsenin inancı ve düşüncesi ile dalga geçmek amacım yok, duyduklarımı söylüyorum.
bedir gibi on on bes bedevinin mahalle kavgasini buyuk cihat , savas diye inananlar tarafindan savasdan sayilmayan catismalar.
evet inonude meydan muharebesi yapilmadi , buyuk askeri harekatlarda olmadi , ama duzenli turk ordusunun ilk defa yunanlilarla temasi bu savaslarda gerceklesdi.
inonude ne kesin bir zafer nede buyuk basirilar kazanilmadi , ama turk yunan savasinda bir donum noktasi olarak onemlidir.
zaten bilinen bir gerçektir tıpkı atatürkün 1919 da samsuna çıktıgı yalanı gibi, 19 mayıs 1919 uydurma bir tarihtir o tarihte atatürk padişahla görüşmüştür samsuna felan çıkmamıştır, onlarca kaynakta mevcuttur bu.
one volume history of the campaign in asia minor yunan ordusunun anadoluda ki ileryişini anlatır, bir tarih kitabı değildir komutanların tuttuğu günlükler ve emirleri gözlemlerini olduğu gibi anlatır; burada inönü çatışmaları için söyle başlar; türkler ilk kez düzenli bir kuvvet halinde görüldü, bir takım taciz ateşi yapıldı, şehitlik mertebesine ulaşan erlerimiz işte bu top atışlar esnasında hayatlarını kaybetmişlerdir, bu kaynak yine şöyle devam eder yunan kuvvetleri de taciz bir takım gece baskınlarına ve taciz ateşlerine maruz kaldılar, yunan ordusu geri çekilmeden polatlı tren garına kadar devam etti ilk ciddi muharebe burada yaşandı gar defalarca yunan kuvvetlerine geçti tekrar alındı, sonunda gar bizimdi, ve tabiki sakarya savaşı ve yine ricat diye devam eder..bahslerine bu kitap 3 ciltdir ilk cilt yunan ordusunun anadoluya gelişini kinci cilt ilerleyişini 3 cilt ise yunan ordusunun bozgunu ve yunan ihtilali bakımından sonuçlarını yazar son cilt 1974te kitaplaştırılmıştır.
(One Volume History of the Campaign in Asia Minor 1919-1922), History Department of Army, Athens 1967, page 116
(One Volume History of the Campaign in Asia Minor 1919-1922), History Department of Army, Athens 1967, page 116
Kaynak isteyenlere baba gibi Yunanca kaynak verilecek yalandır.
edit: yunanca karakterler okunamadığı için ingilizce isimleri verildi, wikipedia'da orjinal isimlerini bulabilirsiniz.