ekrana kitlenmiş, devam eden kanlı meydan muharebesini, yağan okları izlerken ve ölen askerlerin çığlıklarını dinlerken, yavaş yavaş fark edersiniz ki "şu piyadeleri şurdan yollamak lazım", "süvarileri dağdan aşırtıp saldırtmalı", "okçular ateş kullansa şahane kargaşa çıkar" gibi taktiklerinizi televizyon karşısında harcıyorsunuz.
içinizdeki kurt giderek büyürken, yapılacak tek şey sizin emirlerinize harfiyen uyan komutanlarınızın yönettiği devasa ordularınız ile gavurun üstüne yürüyebileceğiniz total warun başına geçmek ve taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmamaktır.
müthiş bir aşerme ve özenme duygusudur. 300 Filmi izlenir. Leonidas'ın "maaaarchh!" diye bağırmasından sonra direk Rome Total War'daki generallerin pozisyon alma emirleri film şeriti gibi göz önünden kayıp gider. Film ilerledikçe oyunun dvd'sinin yerini hatırlamaya çalışırsınız. en nihayetinde film biter, filmin başından kalkıp dvd aranır, oyun tekrar yüklenir, oyun açılır ve leonidas gibi evin içinde bağırmaya başlarsınız. hele bir de surround sisteminiz varsa sesi sonuna kadar açıp yürüyen askerlerin ayaklarına zoom yaparsınız. bu müthiş an ya annenin ya da babanın içerden bağıra bağıra gelmesiyle ne yazık ki son bulabilir. "Ulan daha demin koskoca roma ordusunu yönetiyordum şimdi pederden azar işitiyoruz." bu muhteşem anların son sözleri olur...