iki gün önceki cuma günü yine namaza durdum kılıyorum namazımı. her cuma olduğu gibi. ben namaz kılarken bir taraftan da gezenler var. başı örtük ama omuzları açık, sırt dekolteli, göğüs dekolteli kızlar.
neyse namazım bitti, çıktım camiiden. bir de ne göreyim. biraz önce gördüğüm kızlar. beyaz bir tur otobüsüne doğru ilerlediler. o zaman başka bir ilden geldiklerini anladım. bu bende bir anı olarak kalacaktı. fakat otobüsün yanından geçerken plakasına bakayım dedim. 35 plakaymış. artık neresiyse.
bursa ulucami de çok olur bu.daha sonra ulucami güney kapısının önünde bekleyen bizlere kaş göz yaparlar. gider yanlarına tanışırız. akşam 11 de evlerine bırakırız daha da yüzlerini görmeyiz. 11 e kadar o park senin bu park benim. neler oluyor neler. olaylar olaylar.
bir de türk kızıdır bu. turist olsa neyse dersin. hani yok ya onlarda öyle bir kültür. mazur görürsün. peki türk ablamıza ne demeli. yani hiç mi bilmiyorsun camiye g.tü başı açık girilmeyeceğini. neyse susalım yine. yoksa askılı ablamızı çok kızdırırız.
namaz kılarken sadece Allah ile baş başa kalındığını, dünyevi fiillerden uzak durulduğunu zannederdim. En azından ben böyle yapardım diye aklıma çelişki getiren durumdur.
Cami o kız için dini anlamda bir şey ifade etmiyor olabilir fakat ince bir şal ya da polar giyse maneviyatına daha uygun olabilirdi. kimse kimsenin tercihlerine karışamaz tabi.
nasıl ki başka din mensuplarının mabetlerine girerken bir uslup varsa , camilere girerken de ister hristiyan ister putperest olsun uyması gereken kızdır.
japonlara bu konuda hayranım.