Ataturk, Cumhurbaskanı sıfatıyla, Turkiye'yi ziyarete gelen yabancı devlet liderlerini Dolmabahce Sarayı'nda agırlıyorudu.Konusma esnasıda bir ara Yugoslvaya Kralı Alexandre:
"ekselans biz Türkleri cok severiz" dedi. "O kadar cok ki zamanında birinci dunya savasının sonunda David Lloyd George (donemin ingiltere Basbakanı) Batı Anadolu'yu Yunanistan'dan cok önce bize önermişti. Fakat biz Yugoslavlar, Türkleri cok sevdigimiz için Lloyd George'un önerisini kabul etmedik ve Anadolu seferine cıkmadık."
Ataturk, konuk kralın sözlerini sakin bir sekilde dinledikten sonra, gulumseyerek soyle yanıtladı:
"Haşmetmaap, önce bize karşı olan sevginize teşekkur ederiz...
Sonra da büyük geçmiş olsun..."
Genc bir gazete fotografcısı Churchill'in doğum gununde fotografını cekmişti ve "umarım yuzuncu dogum gununuzun de fotografını cekebiliriz efendim!" demişti.
Churchill fotografcıyı iyice suzdukten sonra su karsılıgı verdi:
"niye mümkün olmasın delikanlı? bana oldukca zinde ve sıhatli gorunuyorsun!"
asıl mesleği veterinerlik olan büyük şair mehmet akif ersoy'un yanına gelip dalga geçercesine "siz aslında baytardınız değil mi" diye soran gence verdiği "evet buyrun. neyiniz vardı?" cevabıdır.
izmir de belediye otobüsünde iki genç oturmuş gidiyorlar.yaşlı bir amca da tepelerinde dikiliyormuş elinde bastonla.
otobüs hareket ettikçe bastonu oraya buraya kayıyormuş.
gençlerden biri akıl verircesine amcaya..
"- Amca ya bastonun ucuna lastik takarsan kaymaz" diyor.
hazırcevap amcanın verdiği cevap dillere destan :
"- o lastiği yıllar önce baban taksaydı şimdi sen olmazdın, ben de orada oturuyor olurdum.bastonumda kaymazdı"
tarihe geçecek unutulmaz ayarlardan.üstüne çıkıp kırbacı vurasım geliyor o züppelere.
mini etekli hanım kızımız kalabalık otobüste zar zor yer bulur. arkasındaki pek muzur delikanlılar da akıllarınca laf atarlar; "giydiğin etek olayım anam."
hanım kızımız istifini hiç bozmadan yapıştırır cevabı:
"keşke şu etek sen olsaydın da ben de hergün sana bacağımı soksaydım." *
Sultan Alparslan az sayida askeriyle bizans topraklarinda
ilerlerken, kesfe gönderdigi askerlerden biri huzuruna gelip telasla:
- 300 bin kisilik düsman ordusu bize dogru yaklasiyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek söyle der:
- Biz de onlara yaklasiyoruz.
Çifte kumrular sahile inmiş, aşk dolu dakikalar yaşamaktadır. o sırada yanlarından geçen bir kız kurusu:
"Utanmazlar, bari evinizde yapın ne yapıyorsanız" der ama hemen de cevabını alır:
-niye sen öyle mi yapıyorsun? *