üretim hatası olan nesildir. en kıymetli bilgidir tarih bilgisi. yalnızca ülkelerin tarihi değil; nesnelerin, kentlerin tarihi de öğrenilmeye değerdir.
imkan olsa da daha fazla bilgi edinebilsek.
lise sona kadar bihaber olduğum fakat üniversiteden sonra kpss aşkımdan ötürü yardırdığım ve neticesinde heyecanla takip ettiğim bilimdir artık benim için. öyle ki islamiyet öncesi tarihten inkılap tarihine kadar birebir tartışmalara girmişliğim bile var. nacizane tavsiye tarih sanıldığı kadar sıkıcı değil. okuyun arkadaşlar.
sevmek değil bilgi sahibi olmak yeterlidir. o yüzden kınamak doğru değildir.
öğretilen tarihi seveni ise şüpheyle karşılamak gerekir.
öğretilen tarih galiplerin tarihtir, çarpıtılmıştır, eksiktir.
"...anadolu'nun kapıları türklere açılmış oldu"
"vahdettin kaçtı"
"enver paşa'nın alman hayranlığı" gibi klişelerle bezenmiş (bari cümleleri değiştirin!), araştırmaya yöneltmeyen kitaplarla başlıyoruz tarih öğrenmeye. ve merak ediyorum hangimizin öğretmeni "sıradaki, sen oku bakalım" demedi bu derste? böyle bir başlangıç yaptık tarihe. misal; çanakkale'ye gitmeden evvel yapılan 18 mart etkinliklerinde tüylerimin diken diken olduğunu bilmem ben. her şeyi öğretmenlere ya da eğitim sistemine atmıyorum ama tarihin t'sine okulda başlıyoruz ve çoğu şey gibi o da nasıl başlıyorsa maalesef öyle gidiyor. sonra tarihte sıkılıyorum diye sayısal bölüme gidiyorsun... üniversitede şanslıysan birinci sınıfta iyi bir tarihçin olur, dersi sevmeye başlarsın ama onun da devamı gelemez. araya "hayat" girer.
tarih, onca kurduğum cümleden hareketle bir "ders" olarak algılanıyorsa hele, tarih sevmeyen bir nesil kaçınılmazdır.
aslında tarih sevdirilmeyen nesildir. çünkü biliniyor ki bu nesil tarihini sevse ve gizlenen tarihiyle yüzleşse kim bilir kimler kaçacak delikler arayacak bu ülkede.
gafletin en büyüğünü yaşayan nesildir tarih geleceğe tutulmuş aynadır tabi insanların tarihi sevmemesinde eğitim sistemininde büyük bir payı vardır ülke genelinde her okulda laboratuvar olacağı gibi (maalesef çoğunda yok olanlardada faal değil) bir tarih coğrafya sınıfınında olması gerekir. (bkz: çok çalışman lazım türkiyem)
ve bu ülkede kimseyi tarih sevmiyor diye zorlayamayız sevmesine.
oturup yıllarca osmanlının bilmem hangi savaşı hangi tarihte yaptığını, o savaşta hangi antlaşma imzalandığını, adını ve tarihini maddelerini ezberci sistem ile dayatarak ezberlemeye kalkarsanız kimse sevmez.
yok efendim tarihine kadar bilecekmişim, tarihi bilmezsem sınavda not vermezmiş. verirsen dikine vermezsen sikime yarram.
tarihi bilgiden nefret ettirilen nesildir. üniversitede başladı tarih merakım ki hocamın etkisini yadsıyamam. eğitimcilere büyük görev düşüyor. tarih sevmemek diye bir şeyi aklım almıyor benim.
bunun sebebi tarih öğretmenleridir. eğer eğlenceli hale getirirlerse tarihten herkes keyif alır.
bizim tarih hocamız sınıfa tahtadan da olsa kılıçla gelirdi. geçen hukuk okuyan arkadaşla tarih hakkında konuşurken benden iyi biliyorsun demişti.
sonuçla öğretmende bitiyor.
öss de çıkmıyor diye yada öss de çıkıyor diye sevip sevmemeye karar veren kafalar kadar, ezberletmeye çalıştığı yorumları sınavda soran saçma sapan tarih derslerine kadar belki de herkesin suçu vardır. hatta belli bir ideolojiyi aşılamak için eksik, yanlış anlattıkları tarihi sevmeyen insanları bile suçlayanlar var. bazende hiç anlatmıyorlar. her neyse.
insanlar tarihini bilmek istese bile doğru düzgün öğrenmek için çok çaba harcamaları lazım. bu yüzden asıl suç tarih sevmeyen nesildedir. geçmiş olsun.
sorun öğretmenlerde falan değil öğrencinin tarihe gerçekten merakı varsa yani sınavı geçmek için oturup 'yazı' ezberlemiyorsa şu çağda her şekilde bilgiye ulaşır, merakını giderir. tabii bu öğrendiği bilgilerin karşısına sınavlarda veya orada burada çıkması da cabası.
Sanssiz bir sekilde kötü hocalarin etkisinde kalmis nesildir. Benim böyle bir durumum yok hocalarim sagolsun. Tabii kisisel olarak da mümkün olabilir ancak bunu benim mantigim alamiyor maalesef.
