(bkz: tarih dersinde uyuyan öğrenci) aslında gerçekleri göz önünde bulundurursak ve tarih sevgimi de bir kenara atarsam olaya da objektif bakarsam çözebileceğim bir konu şimdi bazı öğretmenler var gerçekten isteksiz bir biçimde sadece maaş için anlatıyorlar, bazı öğretmenler var sanki o günü yaşamışçasına yürekten anlatıyor ve öğrencinin gerçekten bilgi edinmesini istiyor.. şimdi bu iki tip öğretmeni karşılaştırırsak ben ikincisini seçerdim ama şöyle de bir düşüncem var ders boş geçmesinde bir öğretmen gelsin anlatsın bu konuyu zaten o doğru düzgün anlatmasa da ben çalışmışımdır, anlarım.. (ukde).
öğrenciyi derse hazırlanmak zorunda bırakmayan, sembolik de olsa sözlü yapmayı denemeyen öğretmendir. belki de sadece öğretmen olmak için öğretmen olmuş kişidir.
sadece işini yapan ve bunu engellemek için yapabilecek hiçbir şeyi olmayan öğretmendir. uyuyakalma meselesi öğretmenle ilgili değil dersle ilgili bir konudur. tarih dersi bir nevi anlatılan hikayeleri dinleme dersidir ve eğer uykunuz varsa ve sıkıcı bir konudaysanız uyuyakalmak kaçınılmaz bir sondur. **
lisede iki tarih öğretmenim vardı biri yerinde duramaz kendini dinletirdi. diğer tarih öğretmenim insanı tatlı tatlı rüyalara salardı insanı.
hala da görüşürüz kendisiyle ancak dersinde uyumadığın öğretmenlere nazaran farklı oluyor durum. şöyleki eline ekmeğini alıp meslektaşı olup karşısına çıkınca içses aynen şöyle diyor en derinlerden; 'tabi ben senin derslerinde uyudum ama boşa uyumadım bak, senin derste topladığım enerjiyi diğer derslere harcadım ve şimdi sana meslektaşın oldum.' şeklinde olabiliyor bazen.
tabi düşünmeden de edemiyor acaba aynı rutinde mi devam ediyor derslerine yine.
son olarak aramızda dersleride öğrencilerini uyutan tarihçiler varsa iki adım öne çıksın iki çift lafım var onlara...
ne demiş edebalı nasihatlarında 'geçmişini bilmeyen, geleceğini bilemez' efendiler uyutmayın gençlerin beyinlerini de kendilerini de. ne olduklarını nerden geldiklerini ne olduklarını iyi öğrensinlerki geleceğe öyle yön versinler.
