tarih bilinci ile bilgi ve belge yönetiminin karşıklı etkileşiminden doğan bir durumdur.
en önemli ilişkisi bilgi belge yönetiminin düzenli bir şekilde yapılmasının tarih bilincinin sağlanmasında ve sağlama aşamalarındaki yararıdır. Bugün geçmişinden bir haber milletler var, yazıyı çok sık kullanmamış ya da yazılı kaynaklarını düzenli toplamamış onları gerektiği gibi korumamış milletler bugün geçmişlerini, geçmişe dair eksikliklerini bu işlemleri yani bilgi ve belge yönetimini düzenli yapmış milletlerin üzerinden çok büyük meblalar ödeyerek ya da çeşitli imtiyazlar vererek sağlıyorlar.
Bu işlemin ülkeye maddi zararları ve yükümlülükleri olduğu gibi manevi olarak kaybettirdiği şeyler de var. Bir ülkenin geçmişine ait bilgileri başka bir ülkeden alması ya da istemesi, kültür mirasının ve dünyada yol açtığı değişikliklerin yararlarından ve kazançlarından faydalanamaması bile çok acı bir şey.
Tarih bilinci çağlar ilerledikçe uzun süre yaşayan toplumların halklarına kazandırmak için en çok çaba sarfettiği konulardan biridir. Bir söz vardır kim söylemiştir bilemem ama sanırım bir Türk'tür kendileri. O kadar acı bir söz ki bu bir Türk'ten başkası söylemiş olamaz gibime geliyor.
"Geçmişine bakmayan, bilmeyen bir ulus; geleceğini tayin edemez."
Bu söz bile tek başına tarih bilincinin ne kadar önemli bir etken olduğunu ortaya koymaktadır. Buradaki tarih bilinci ve bilgi ve belge yönetimi ilişkisi ise ülke içindeki ya da dışındaki o ülkeyle alakalı bilgilerin ve belgelerin toplanması, gerekli koşullar altında saklanması, muhafazası ve gerektiği durumlarda çabucak ulaşılacak şekilde tasnif edilmesi ve sınıflanması olayıdır. Buradan da anlayacağımız gibi bilgi ve belge yönetimi olmayan bir ülkede bir tarih bilincinden söz etmek pek de kolay değildir...
