Şimdi yaşıyorum onu ben. Msn'de yıllardır aynı kişiler online, hiçbiriyle konuşmuyorum. Hatta kim olduklarını da unuttum. yılardır beni silmediklerine göre sanırım onlar da bu hissin içinde çırpınıyorlar. Neyse umurumda değiller, siktirsinler gitsinler. Selam hünel dinliyorum, kara sevda falan diyor. Lan diyorum nasıl doluyorlar bu kadar? Bu nasıl aşk, bu nasıl kadın, bu nasıl erkek? Sonra durup ona da siktir çekiyorum, amma da büyütüyorsunuz ya. Nedir yani, dünyanın en güzel kadınını getir, ömrü ne kadar sorarım sana? Car car konuşmaya başladığında o diri göğüsleri sarkmıyor mu yere doğru. O da ben götümü devirip yatınca penis boyumda indirime gidiyodur belki, bilmiyorum. Zaten sorgulamıyorum da, ister git, ister gitme, bende bir şeyler bittiyse olmuyor be. yani sen şu "tarifsiz boşluk hissi"ne çare değilsin. Ben de seninkine çare değilim. Eeee ne yapalım şimdi? Ya koy götüne gitsin, bir boşluk dolar en azından.
düşmektir sonsuz bir boşluğa düşmek. Çaresiz kalır kelimeler, anlatamazsın. Bitmez bu sıkıntı ne yaparsan yap bitmez işte. içip içip hüzünlü şarkılar dinlersin olmaz, aman boşver ya nedir yani dersin neşelenmeye çalışırsın yine olmaz. O boşluk hep kalır. Senin bir parçan olmuştur. Hastalık gibi yapışır yakana en çok yalnız kaldığın zaman sızlatır içini.
aslında aşklar hep aynı, hayal kırıklıkları da öyle. dünya da toplasan kaç tane hikaye birikir sence? boşluklar da öyle, onlarda aynı. onları da toplasan ve yaranı kapamayı denesen, yine de dolduramazlar. siktir et demek istiyoruz çoğu zaman. kaçımız karanlıktan, aydınlıktan ve şafak vaktinden korkmayıp, o boşluğa sarılıp "gitme" diyebiliyor sanki? o yüzden ne boşluk terk eder yerini yurdunu, nede onu kapama çabalarımız vazgeçer daha da yerleşmesinden. çare olmadığını bile bile.