paradoks içerse de yapmaya çalışalım. sözgelimi bu duygular iyi özellikte ve heyecan verici olmayıp ruh yorgunluğunun kişide yaşattığı hafif pişmanlık hafif hayıflanma ile kendini gösteren, insanlara karşı artık iyi ya da kötü denilebilecek derecede duygu manasına gelecek hiçbir hissiyata sahip olamama durumudur. gerek arkadaşlık gerekse sevgi boyutunda. kısacası çok boktan işte.
aslında herkesin, çeşitli durumlara benzeterek, kendine özgü bir tarif yapacağı duygulardır.
misal; kalp ağrısı. sevgilisi terketmiş, diyor ki; "ayyy sanki böyle kalbim yerinden sökülüyor gibi". sanırsın kalp ameliyatında. kalbin yerinden sökülmesi nasıl oluyor diye sorsan, kim bilir onu nelere benzetecek. halbuki ne gerek var, tüm bunları sadece 3 harf ile açıklayan "bok" gibi bir kelime mevcutken, tarif edeceğim diye kendini parçalamaya kalbini sökmeye falan. en boktanı için
1, 5 yildir her gun her dakika yaninda olan sevgilinin 5 gun sonra baska sehre tasinacak olmasi insanin icindeki en boktan duyguyu yaratir. geri kalan hic bi duygu da islemez. sikerler.