kendisi sevmediğim bir çorbadır. nedendir bilinmez fakirlikle, ev, yuva, hasret, özlem gibi duygular ile özleştirilmesi sebebiyle, sevmeyene bir tuhaf bakılır, burjuva diye suçlanır. *
halbuki, arkadaşım çorba bu, ezogelin gibi, yayla gibi tavuk suyu gibi çorba. sevmeyebilirsin, bu tepki nedir anlamam.
genellikle babaannelerin elinden çıkan, çocukken fazla sevilmeyen, fakat büyüyünce, sıcaklığını alınca ne kadar mükemmel bir 'ilaç' olduğu anlaşılan çorba türü.
abi bu çorba gerçekten bir ilaç laf olsun diye değil zaten içinde olanlara bakar mısın;
yoğurt, nane, un, kırmızı biber, yeşil biber, soğan (farklı yörelerde malzeme eklenip çıkabilir tabi).
şimdi büyüdüm de çok özledim tarhanalı günlerimizi..
bu akşam istanbul da yağmur var ya hani eve geldim yaptım bir tarhana...anneminki kadar güzel olmasa da kokusu yetti hasret gidermek için..hala zevkini çıkarıyorum.
o ne güzel kokudur öyle. burnuma resmen duygusal ziyafet çektirir. üzerinde bolca tereyağında kızartılmış kekikle içilesi muhteşem çorba. iftara ne kadar kaldı ya. şimdi yazılacak yazımıydı bu.
çorbaların kralıdır. kremalı bilmemne çorbası falan anlamam. çorba demek, tarhana demektir. şimdi bunu dedim ya, o zaman tarhana demek de, çorba demektir. açıklamaya gerek bile yok. madem gerek yok, niye açıkladım? ne bileyim ben?
şahsımın oturduğu yaklaşık 1000 hanelik köy yerindeki her evde isitisnasız her iftar yemeğinde yenilen güzel çorba. şahsen tarhana olsun gerisi hikaye...