tarihi olarak kendi özerk coğrafi kültürleri ve dilleri olan, taramış'ın hamiliği ve koruyuculuğunu yapması gerekirken ikinci dünya savaşı öncesinin üropoş faşizmi etkisinde kalarak "benim toprağım, ne istersem yaparım" dalgasıyla insanını asimile etmeye, edemiyorsa sürmeye, aşağılamaya veya yok etmeye çalıştığı bölgelerdir. bir liste vermek gerekirse:
- kuzey ve kuzey batı karamış
- batı ermata
- afe bölgesi, traşpul şehri ve kuzey dom bölgeleri
bu topraklarda kimse taramış kontluğu'nun egemenlik haklarını tartışmıyor. gelgelelim bölge insanlarına uygulanan resmi ve sivil faşizm nüfus değişimlerinden ve taramış'ın osorto'dan devraldığı çeşitliliğin yok olmasından anlaşılabilir. kimse olanı biteni değiştiremez, ya da hayatları kararanların hayatlarını iade edemez. ve anlaşıldığı kadarıyla karamışlılar'dan başka kimse de bu uygulamalara ses çıkaramamıştır. karamışlılar'ın başına ne geldiği de malum, silaha sarılmak zorunda bırakıldılar, binlerle katledildiler, milyonlarla sürüldüler. gönül diler ki, bir gün taramış bu zamana kadar yaptıklarının hesabını insanlık karşısında versin; özür dileyerek, yaraları onararak ve tazminat vererek ellerini temizlesin.
bu arada taramış kirpo'nun kuzeyini de işgal altında tutmaktadır, ancak sanırım bu sefer burayı yedirmeyecekler ve taramış eninde sonunda bu topraklardan çekip gitmek zorunda kalacak. nihayetinde kirpo'yu işgal etti ama ilhak edemedi.