bir ülkenin onuru, manşetlere taşınmadan hiçbir yolsuzluğa müdahale edilmemesi ise tamamen katılıyorum.
adamlar kaynakları nerelerdir, açıklamadan çala kalem yazıyorlar, adli çevrelerde kıyamet kopuyor.
kirli çamaşırlarını paklayamayan türk adalet sistemi, ancak çamaşırlar servis edilince çamaşır makinesinin yolunu hatırlıyor.
ha ha kesin öyledir dedirten sözümsü. türkiyede türklere küfreden herkes aydın, küfreden her gazete de ışık saçan "ampül" olmuştur her zaman. biri bizi kurtarsa diyorum artık...
Taraf gazetesi türkiyenin onursuz kısmı kadar bile onurlu değildir bilakis bölücü borazanıdır,toplumu kutuplaştırma konusunda takdire şayandır.onun can güvenliğini sağlayan silahlı kuvvetlerini bile bu ülke için tehdit sayacak küstahlıgı kendisinde bulan,okumak için değil sadece temizlik yaparken cam silmek için kullanılacak sayfalar topluluğudur.
(bkz: türkiye nin en onurlu köşe yazarları)
--spoiler--
isimlere bak; sözde (eski) marksistler murat belge ve nabi yağcı, amerika'nın sesi yasemin çongar, genç twitter yazarı yıldıray oğur ve nesildaşı kemalistten dönme liberal rasim ozan kütahyalı, eskinin aydınlıkçısı şimdinin yetmez ama evetcisi halil berktay, ikisi de birgün gazetesinden kopup ışığa dönen pervaneler gibi taraf'a yapışmış mithat sancar ve melih altınok... bunların içinde bir de kenan evren'e kurban olan önder aytaç vardı, o ayrıldı diye onu koymamış arkadaş. yoksa en onurluları oydu. ahmet altan'a hiç değinmiyorum bile, onu tüm türkiye tanıyor.
demem o ki bu insanlarda onur olsaydı bile onu da aldıkları en yüksek fiyata satarlardı.
en güzelini can yücel söylemiş murat belge ve onun gibi döneklere;
''adları lazım değil esasında
kendileri lazımlık.''
--spoiler--