hayatında aydınlanma denen olgudan nasibini almamış, yaşam standartları ülke standartlarını geriye doğru çeken, tek okuduğu kitap kuran ve ahmet altanın kitapları olan, demokrasi sözcüğünü ek din olarak bellemiş, sıkışınca kendini modern göstermek için taraf okuyan dincidir. genel taraf okurları arasındaki oranı %70lere tekabül eder.
dilediği gazeteyi dilediği gibi okuma özgürlüğüne sahip olan insandır.gazete okumanın standardı mı var ki?...maksat okumaktır,farklı bakış açılarını yakalamaktır, insanları sınıflandırmak değil, hangi gazete oldugunun önemi yok...
taraf gazetesi okuyan şucu, bunu okuyan bucu diyenler, kendileri ne okuyor da böyle farklı bakış açılarını, farklılıkları benimseyen anlayışları(!) oluşmuş böyle , merak konusu...
tipik ulusalcı zırvalarına maruz kalmış kişidir. zira ulusalcı ya göre kendi gibi düşünmeyen herkes şeriatçi gericidir.
taraf gazetesi de kendi siyasi düşünceleri doğrultusunda olmadığına göre taraf okuyanlar da ulusalcı zırvalarına göre gerici, şeriatçı veya liboş olmaları gerekir.
içinde bulunduğum kişilerdendir. şimdi öğrendim amerikacı, satılmış ve liboşmuşum meğerse...
bir de sorosçuyuz bu arada, söylemeyi unutmuşsunuz. halbuki çok yakışıyor ağzınıza, özellikle ikinci "o"yu söylerken ağzınızın aldığı şekle bayılıyoruz.
yalanlardan sıyrılmış, uyanmış; çok zor bir duruş olan gerçek etik sahibi âkil, vicdanlı insandır, taraf'ı bir hafta bile takip etmemiş ilüze yüzeysel angaje zevatın abuk sabuk iftiralar ettiği kişidir aynı zamanda...
gerçeklerle ilgileniyordur sadece. 33 tane gencecik erin neden, nasıl ölüme yollandıklarının açığa çıkmasıyla en azından ruhlarının birazcık da olsa rahatlayacağını , bir ülkenin tarihinde kara lekeler varsa hangi görüş tarafından kaynaklanmışsa bu kara lekeler açığa çıkmalı diye düşünüyordur. dağlıca baskınını bir kaç tane askere yıkmaya çalışıp da rant sağlayanların açığa çıkmasını istiyordur. derdi savaş tanrılrının ve kullarının yok olmasıdır.
parasını çöpe atan kişidir. bu gazeteye verdiği parayı biriktirip her ay bir kitap alsa daha yararlı bir iş yapmış olur hem de kafası karışmaz, ahmet altan'ı, mehmet altan'ı, yasemin çongar'ı ve bilimum komplocu zevatı daha iyi tanır, bunların derdinin aslında demokrasi veya müslümanlık olmadığını görür.