vatan sevgisini hamaset, lafsalatası zanneden, ki düşülmesi kolay bir yanılgıdır okumayı ve düşünmeyi sevenlerin azınlıkta olduğu bir ülkede, zevâtın asıl bölücülüğün; topluma asıl zararın bu şizofren duruş olduğunu görmeyip 'aferin, çok güzel olmuş' diye klavyeleriyle alkış tuttuğu toplum; millet düşmanı bir uygulama.
'aptalsın, paryasın; tanrın benim' diyorlar; amenna, sensin büyük' diyorsun. ağır ama revâ bir bakınız mevcut;
(bkz: mal mısın birader)
uludağ sözlük yobazları'nı ziyadesiyle mutlu etmiş, kınamalarına sebebiyet vermiş yayın yasağıdır efendim.
yeşil sermayeyi kerterek** iktidara geldiği almanya'da ortaya çıkan iktidarın-ki bunu hak olarak algılıyor şakşakçılar, bugüne kadar elde edemedikleri hak olarak-çanak tutucusu, goygoycusu, yalakası olduğu karanlıkta fosfor olan bir gazetenin belli bir konuda yayın yapmasının engellenmesidir.
meğer ordu ne düşmanmış aktütün'deki askerlerine, teröristler saldırı hazırlığı yaparken biliyorlarmış da haber vermemişler, önlem almamışlar; damdazlak bırakmışlar kendi silah altına aldıkları erleri. iyi de tsk'nın bundan çıkarı nedir a dostlar? pkk'yla işbirliği mi yapıyor yoksa?
maçası sıkıyorsa genel kurmay başkanı'nı ergenekoncu ilan etsin bakalım malum savcı.
ha, bir de şunu anlamıyorum; yahu batıda yunanistan, doğuda ermenistan, kuzeyde rusya, bulgaristan, güneyde suriye, ırak, iran, hatta amerika; fırsatı bir geçirseler dalacaklar türkiye'ye. o durumda artık kur'an'a mı sarılırsınız, camileri süngü mü yaparsınız füzelere, yoksa ingilizleri mi yalasak, amerikan mandası'nı mı kabul etsek diye birbirine düşen birinci dünya savaşı ertesi halifeci döneklerinin yaptığı gibi kimin şeyi büyükse oraya mı yamanırsınız türk ordusu olmasa; artık bunu da düşünmüyorsanız; buyrun efendiler; taraf'a daha çok video, haber, görüntü gelmeye devam edecektir.
bir sonraki adım ne olacak? kardeşlik adına her etnik kültürün kendi devletini kurduğu, ulus devletin miadı doldu denilerek yıktırılıp, küçük küçük ulus "state"lere dönüştüğü bir türkiye birleşik devletleri mi?
ülen ahmet altan. kadın ruhundan en iyi anlayan yazar olmaya devam etseydin de kadın memesi, kiraz ağacı derken kayışı koparıp vatan sevgisini kirletmeseydin ya?
türkiye'deki demokratik hareketlerden bir tanesi daha. kuyruğuna her basılan kurum bir şeyleri yasaklayacaksa neden biz burda nefes tüketiyoruz onu da anlayabilmiş değilim. bazı gerçekleri niye göz ardı etmeye çalışılıyor, neden bu ülkenin bazı pislikleri öğrenmesi engelleniliyor? veya şöyle soralım neden kendi tarafınızdaki yasaklara karşısınız da karşı taraftaki yasakları destekliyorsunuz, sizin özgürlük anlayışınız bu kadar işte baka ne denir ki?
devlet aygıtının yüksek kademelerindeki mensuplarını değil, yayagın anlamda toplumunu düşünen, toplumuna değer veren bir ülkede akla hayale bile gelmeyecek çok özgün(!) bir had bilmezlik, bir kendine taparlık, bir toplum, gerçeklik ve özgürlük düşmanlığı pratiği... akıl tutulmasına uğramış; bu toplumun ferdi olduğu halde bu topluma gerçekleri aktaran; yani gerçek milliyetçiliğin hasını yapan bir matbuata getirilen bu hilkat değilse de hakikat garâbeti vaziyeti alkışlayan 'bu toplum mensupları' olmasıdır asıl acı olan...
(bkz: yazık)
gazete gazetedir lakin taraf olmayan bertaraf olur derler atalarımız. medyamız maalesef bizden olanlar ve karşıdan olanlar diye ikiye ayrılmıştır tüm kesimler için. yani bir tarafa göre bizden olanlar diğer tarafa göre karşıdan olmaktaydılar. tarafa göre ise diğerleri idi. evet evet sadece diğerleri.
ancak tarafın tarafsızlığı, nalına da, mıhına da vurması diğerlerinin işine gelmemekte. taraf en çok da askeri ilgilendiren haberler yapmaktadır. dolayısıyla diğerleri kısmında yer alan medya ve yüklenilen asker tarafı ya bir tarafa çekecekler ya da bertaraf edecekler. şahsi görüşüm bu.
inşallah tüm medya (yenişafak, zaman, hürriyet, milliyet, radikal, sabah vs vs vs) tarafın tarafsızlığında buluşur da adam gibi haber okuruz.
yasak sadece aktütün baskınına ilişkin görüntülere gelmiştir.
akp karşıtı haberlere gelince boğazları patlayana kadar basın özgürlüğü diye bağıran bünyelerin kendi işlerine gelince yasakları savunduklarını görmemizi sağlamış olaydır.
ayrıca düzenli olarak taraf gazetesi alma sebebidir.
"...bu ülkede insanların haber alma özgürlüğü ellerinden alınıyor. bundan daha vahimi var mı? ..."
çok duyguluyum be sözlük.. bak yine iki nokta..
haber alma özgürlüğüne çok değer verdiği pek belli olanlar, hakkaten, ilhan selçuk, mustafa balbay göz altına alındığında neredeydi acep diye sorasım geliyor..
kanaltürk'ün akpye muhalefet yaptığı günlerde yaşadığı ambargolara, sindirmelere, baskı altında olmasına,
cumhuriyet gazetesi'ne bomba atıldığında, birileri nihat genç'i susturmaya çalıştığında,
uğur mumcu'ya, necip hablemitoğlu'na ve tek derdi halkın hakkının yenmemesi olan, soygunculara, hainlere karşı olan nice insanlarımızın canına namussuzlar kıydığında,
neredeydiniz de şimdi haber alma özgürlüğü adı altında tsk'ya sataşmaktan başka halt etmeyen, sermayesi gavur eller olan bir kağıt topunun savunuculuğunu demokrasi sevdalısı görünümünde yapıp da insanları aldatmaya çalışıyorsunuz, demezler mi?
tanım: kimileri sinek gibidir. duvara yapıştırmak işe yaramaz. çünkü gübreleri fazladır. hemen türerler.
haftalardır kolpa yayınlar yapan, mesnetsiz iddialarla tsk'yı sürekli ve sistematik olarak yıpratmaya çalışan taraf paçavrasına verilen cezadır. basına sansür ve yasaklamalar elbet yanlıştır ancak bir kurum göz göre göre yıpratılmasına ve yalan yanlış haberlerle halkın gözünde değerini kaybetmesine seyirci kalamaz.
ulusalcılar adına olaylar hep kötüye giderken bir anda ortaya çıkan umut verici gelişme. ancak türkiye'yi saran örümcek ağının medyadaki diğer borazanlarına da bir ince ayar çekmek zorunluluk haline gelmiştir.
nasıl ki ergenekon deniz feneri davalarının dava sürecinbdeki haberlerine yasak getirildiyse askeri mahkemeye intikal etmiş olan olaya yargı süreci nedeniyle getirilen yasaktır. bunun özellikle bir gazeteye değil tüm basına getirildiğini hatırlatmak gerek.
basın özgürlüğünden bahsedenlere iki hafta önceki entrylerine bakmalarını tavsiye ederim!
yasak koymak, yasak konulan şeyin doğruluğunu teyit etmek demek olduğu için taraf'ın argümanlarını doğrulamaya yaramıştır.
uydurmaysa kanıtlarsın biter. kanıtlayamıyorsan yasaklarsın. o yüzden kafası çalışan adam için aslında bu yasak, yasağı koyanlarca taraf'ın kullandığı belgelerin onaylanması demektir.
kafası çalışanlar için dedim çünkü bundan sonra ne olacağını tecrübelerimize dayanarak biliyoruz. yasak sonrasında belgelerin uydurma olduğuna dair laflar edilecek ama yasak sayesinde karşı itiraz gelmeyecek. böylece çoğu kişi tarafından "işte belgeler yalanlandı" denecek ve vicdanları rahatlayacak.
bugün bile başbuğ'un hiçbir şey anlatmadığı toplantısı sonrasında sadece "doğru olmayan belgeler" dedi diye "işte belgelerin uydurmalığı kanıtlandı" diyenleri görebiliyorsak.. o zaman evet rahatça kafası çalışan ve çalışmayan diye ayırırım insanları.
klasik türk işlerinden biridir. gazeteleri kapat, internet sitelerini kapat, böylece insanların aklından o çeşit düşünceler uçar herhalde diye düşünüyor olmalılar!
sansür'ün belgesidir. Biz her sene basın özgürlüğü ve sansürün kaldırışının bilmem kaçıncı yılını kutlaya duralım, asker öyle istedi diye hem de askeri mahkemece böyle bir karar alınıyor. Asker kolayını bulmuş..... Yazık çok yazık...
vakitin yasaktan sonra ''anadoluda vakit'' olması gibi
adını ''başka taraf'' olarak değiştirirse yayın hayatına devam edebilecek olan gazeteye getirilen yasak.