taraf gazetesi okurlarının 7 temmuz pazartesi (bugün), taraf gazetesinin kadıköy eski alkım kitabevindeki merkezinde düzenleyeceği destek eylemedir, ki kafası çalışan, bu ülkeyi sevmenin, lafları değil insanı sevmek olduğunun idrâkinde olan farkındalıklı insanların gelmesi, katılması arzu edilen bir sahip çıkma edimidir türkiye'nin en dürüst ve demokrat matbuâtına...
(b)ilgi için: http://www.facebook.com/event.php?eid=30836949328
çok yerinde ve haklı bir destek eylemidir. bu ülkede artık dergi, gazete, parti kapatılmamalıdır. hele hele yayınladıkları gerçeklerle doluysa, ülkenin selameti açısından yararlı ve hayırlıysa o gazeteye dokunmak ülkenin geri kalmışlığını yansıtmaktan başka birşey değildir.
pkk yayın organları nasıl kapatılıyorsa ortalığı karıştırmak isteyen hertürlü parti dergi gazete kapatılır.. onu söyle bunu söyle ortalığın içine et sonra yok özgürlük yok demokrasi yok öyle..
(bkz: bir tarafınıza dokunabiliriz)
türkiye'de dokunulmadık kimse kalmasın diyorlar, sonra da "taraf'a dokunamazsınız"... böyle yandaş bulma, tiraj arttırma çabalarına girmeye gerek yok... olduğunuz gibi güzelsiniz taraf gazeteciliği... bild sizden daha iyi değil ki..
toplum üzerindeki erklerinin bekâsı için hukuku ve insanları, evet insanları, katledip buna utanmadan, hayâ ermeden 'vatanseverlik' diyen ve toplumun da buna inanmasını; daha doğrusu bunu yutmasını bekleyen bir acayip pis güruhun ipliğini pazara çıkarmak gibi büyük bir icraat ortaya koymakta olan bir yayın organına bu nahoş ve reel mânâda toplum ve demokrasi dümanı güruhça dokunulmamasını istemek beynini kullanbile herkesin fark edeceği üzere bir vicdan, hakîki vatanseverlik ve özgürlük meselesidir. iyinin ve iyiliğin tarafınd olmaktır.
tarafsız basının ideal basın olduğunu yıllarca bize öğrettiler, şimdi amerikanın gazıyla, fethullah'ın parasıyla basılan ve neye taraf olduğu gayet açık olan bir şer yuvasına halk destek verecek öyle mi.
hadi ordan be seksi derler ardından bi yerleriyle gülerler adama. dürüst ve demokrat gazete "taraf"mış dünyanın nevri döndü heralde hahayt..
ahmet altan'ın mükerreren belirtiği üzere, kimseden tek kuruş almayan, sadece yayıncısı alkım yayınları'nın yatırımıyla çıkmakta olan; el pais'ten financial times'a dünyanın en saygın ve ciddi gazetelerinin hakkında; 'türk basının en cesur ve demokratı, ezber bozan gazete' dedikleri namuslu demokrat duruşundan çıktığı ilk günden bugüne tâviz vermemiş bir gazeteye destek eylemidir. ister sağ ister sol her görüşten âkil insanın; vesayete; esarete dur diyen herkesin ortak sevdası olduğunu yakınen bildiğim bir matbuatı yalnız bırakmama edimidir; klişe ama bu kez revâ tabirle; en samimisinden ve somutundan, hamâsi değil gerçek bir 'vatanseverlik' edimidr bu... bir hafta bile okumamış olan; belli klişelere mahkum olmayı özgürlük ve özgünlük zanneden düşünme özürlüsü sathi zihinlerin taraf'ın bu ülkenin en dürüst ve en işlevsel matbuatı olduğunu; ilüzyonlara maruz beyinleri sarstığını; bu güzel topluma, sözde değil özde fiili kazanımlar getirecek çok ciddi bir dönüşüm sürecinin başlatıcısı ve en büyük bayraktarı olduğunu... idrâk edememeleri ama çok güzel(!) küfürler etmeleri ise tam da meşreplerinin doğası icâbıdır, ki normal(!) olan da odur bu angaje zevat için...
bazı insanların kendilerini yemek isteyen yamyamlarına 'ye beni' diye yalvardıklarını, analitik zekâ ve vicdani derinliklerini(!) ne kadar derin biçimde uyu(şturul)muş olduklarını; o köklü türk örf ve adabından; sosyalbilimsellikten ne seviyede(!) nasiplenmiş olduklarını görmemize yol açmış müstakbel eylem.
ateistle dindarın, türkle kürdün omuz omuza verdiği bir var olma, nefes alma, hür düşünceyi; özgür aklı kimseye tevdi etmeme; dogmatikliğin daniskası olan vesâyet zihniyetine karşı çıkma ve bu güzel ülkede yaşyan herkesin hakettiği üzere; her mânâda ve her alanda daha iyiye, en iyiye vâsıl olma, müreffeh olma davasının olsa olsa samimi bir özgürlük; çok sârihen insani, demokratik ve gerçek(çi) temel bir hak talebi olduğunu gösterecek güzel eylem.
insanımızda laiklik kavramının tam oturmadığını gören akıl fikir sahibi insanın atfedeceği sözdür. laiklik bence sadece 'din ve devlet işlerinin ayrılması' değildir. laiklik çoğunluğun azınlık karşısında fikirlerini hiçbir yaptırım ile karşılaşmadan özgürce beyan edebileceği ortamı sunmaktır. bu ortamı ileri medeniyetler 'devlet' sayesinde oturtur ve koruma altına alır. ama güzelim türkiyemizde bu ortam devlet tekelinde 'adeta'(altını çize çize) zaptedilmektedir. buna internet sansüründen tutun parti kapatmaya kadar her şey girmektedir. ve sonucunda da işte böyle gazete dergi önlerinde nöbet tutmaya kadar işi götürmeye kalkışmadtadırlar. laiklik kavramının devletin bütün kurumlarında tam anlamıyla oturması çok önemlidir. laiklik kavramını tam anlamıyla oturtmuş muasır medeniyetlerin bakalım böyle sorunları kalmış mıdır?
kendilerini özgürlükçü tanımlayan fakat başörtüsünden başka özgürlük bilmeyen liboşların gazetesine dokumama eylemidir. katılan katılsındır, kendilerini kandırsındır.
çete olduğu ispatlanmış ve bu da esasen toplumca da fiilen bilinen ama dile getirilemeyen güruha özgürlük talep edecek denli bir kısım medyanın dezenformasyonlarına ve kavram kargaşası yaratma çalışmalarına; kısaca gerçekliği saptırma çalışmalarına kanmış ve bunları onlardan daha çok sahiplenir ve savunur olmuş insanların utanıp hayâ etmeden binbir olumsuz zan ve iftirâ beyan ettiği(!), ironiktir bu küfürbaz ve ucuz ironi ehli zevatın da temel haklarını koruyor taraf, yalnız ve dürüst gazeteye destek eylemidir.
bir yerlerine dokunulmasını aslında en çok isteyenlerin yaptığı eylem. ya bir de hala taraf'ın dürüst, ilkeli vs vs.. bir gazete olduğunu iddia etmiyorlar mı. tüm hayatınız boyunca yediğiniz balık az geldi galiba bu düpedüz fosfor eksikliğinin belirtisi.
dış basından da türkiye'nin en cesur, demokrat gazetesi şakşakını almışlar ya artık demeyin keyiflerine. yaptığı numara sonucunda sahibi tarafından muzla ödüllendirilen maymun gibi nasıl da sevindirik oluyorlar bak hele. sizi kendinizle tanıştırma, ne mal olduğunuzu gösterme zamanı çoktan gelmişti de biz ertelemiştik. bir hareket ne kadar derinliksiz, ne kadar gizli amaçlar, sinsi planlar üzerine kurulmuş olursa olsun demokrasi cilası ile şöyle bir de sıvazla, algısı görünene odaklanıcak kadar şekilci sığlar elma şekerine üşüşen sivri sinikler gibi etrafında toplanmaya başlasın. sivrisineksiniz işte sadece sivrisinek, olup olacağınız da bu. kendinizi böyle ucuz gösterilere katılarak ne kadar demokrasi sevdalısı bir insan olduğunuzu düşünerek ego mastürbasyonu ile rahatlatın şimdi, dışarda üç-beş sahipsiz kediyi, köpeği alın besleyin bundan daha çok makbule geçersiniz.
daha önce demiş miydim acaba, sivri sineksiniz, sadece sivrisinek.
at gözlükleriyle okuyan, nitelik, çeşitlilik gibi evrensel önemlerle işi olmayan, adı üstünde taraf olan bir paçavranın "darbe" kışkırtmasıyla ayaklanan bazı insanların galeyanından başka bir şey değil bu...
evet dokunamayız çünkü neresinden tutsak elimizde kalıyor.
evet dokunamayız çünkü kiri üstümüze bulaşıyor.
evet dokunamayız çünkü napalım o paçavrayı? yardakçılarla işimiz olmaz.
sermaye'nin borazanı, ab'nin ve abd'nin işbirlikçisi taraf'a dokunulmamasını isteyen ve tarafı belli olanların haykırışı. ama gerçek ise amerikancılığa, karanlığa ve piyasacılığa dokunulmamasıdır. taraf'a dokunacak taraf ise geçmişi kanlı nato'cu ve onurlu ab savunucuları değil emekçi halkın kendisi olacaktır.
-- '' toprak tek başına bir anlam ifade etmiyor. apo türklere allah'ın bir lutfudur. insanları öldürmek yerine kürtlere istedikleri toprakları vermek gerekir''
