dişin çekilince önce ağzın kanar, canın yanar. ağzında varlığına çok alıştığın bir yerde kocaman bir boşluk oluşur. ilk günler canının acısı da, kanaman da, o boşluk da büyüktür. zamanla boşluk kapanır. yokluğuna alışırsın. canının acısı geçer.
ama en olmadık zamanda eski bir alışkanlıkla dilin o boşluğa gider. hatırlarsın. yine de bilirsin artık o yoktur. sızım sızım sızlarsın.
zahiri birine bir daha tapmamayı öğrenirsin. aşktır, yoksa hiçbir insan yok olacağını bildiği bir mahluka tapmaz. biz baki olan rabbimize tapmayı öğrendik kadına veya erkeğe değil.
dişin çekilince önce ağzın kanar, canın yanar. ağzında varlığına çok alıştığın bir yerde kocaman bir boşluk oluşur. ilk günler canının acısı da, kanaman da, o boşluk da büyüktür. zamanla boşluk kapanır. yokluğuna alışırsın. canının acısı geçer.
ama en olmadık zamanda eski bir alışkanlıkla dilin o boşluğa gider. bilirsin artık o yoktur. sızım sızım sızlarsın.
anne ya da babanın ölümü gibi, insanın içinden hiç atamayacağı acıdır. hatırladıkça yüreği burkacaktır. tapılıyorsa unutulmaz tabi, orası ayrı bir konu.
--spoiler--
Seni soruyorlar... ''Öldü'' mü diyeyim, yoksa ''dönecek'' mi?
ikisi de imkansız değil mi?
Çünkü biliyorum; Asla geri dönmezsin,
Ve biliyorsun; Sen benim için asla ölmezsin...
--spoiler--
Bazen bır umutsuzluk bazen bır hayal kırıklıgı ıcımızı yakar onu hatırlatır her sey ama o artık yoktur senı sılmıstır hayatından sende sılmek ıstemıssındır ama bır sarkıda bıle onu hatırlarsın unutmak cok ama cok zordur .
--spoiler--
Artık gideceksin, biliyorum, vakit geç oldu. Yatakta izin kalacak,
havada kokun ve yastığın üzerinde bir iki tel saçlarından. Telaş içinde
giyinmeye başlayacaksın. <çoraplarında eğrilik var> diyeceğim,
düzelteceksin. Dudaklarını boyarken, eğilip ensenden öpeceğim. Için sevgiyle dolacak. Gözlerin ışıl ışıl < üzülme, üzülme diyeceksin, yine geleceğim.> Ya gelmezsen? Hayır hayır geleceğine inanıyorum. Yine gideceğini bilmek kötü. Dayanılmaz bir şey bu. Hatırlıyorum; elini uzattın, <Allahaısmarladık> dedin ve gittin. Gözden kayboluncaya kadar baktım arkandan, sonra kapıyı kapattım, bir başka kapı açıldı yalnızlığa.
--spoiler--
--spoiler--
gecenin bir yarısı aklıma düştü.. nerededir şimdi? gerçekten kırıldı mı ümidi? eğer ki kırıldıysa ümidi, çok yazık.. keşke biraz daha bekleseydi.. keşke bindirilip de götürüldüğü o polis arabasından bir şekilde kaçıp da kaçak olarak devam etseydi hayatına.. keşke anlatmaktan vazgeçmeseydi hiç..
aklıma düştü işte.. gecenin şu saatinde.. yaşlandı mı acaba aradan geçen onca yıl sonunda? ölümcül bir hastalığı oldu mu mesela? hani bir gece, bir meyhanede oturduğu cam kenarında rakısını içerken diyordu ya, "keşke ölümcül bir hastalığım olsaydı da onu iyileştirmek için çabalasaydım.."
umarım hastalanmamıştır.. ve umarım şimdi bir huzurevinde değildir.. hele ki toprağın altı, hiç yakışmaz ona..
nerededir şimdi? gecenin bir yarısı içime düştü işte.. canım acıdı nedense.. çekip çıkarmak isterdim sarı sayfaların arasından.. eline-ayağına yapışıp da öpmek istedim.. ve tüm insanlığın nezdinde özür dilemek istedim kendisinden.. afeder mi acaba? günümüzde milyarlarca örneği olan asalaklar gibi "boşver" deyip de başından savar mı beni?
nerededir şimdi? nezarete düştüğü ilk gece dövdüler mi acaba polisler onu? canını yaktılar mı? patlattılar mı sigaranın hiç düşmediği dudaklarını? kırdılar mı el parmaklarını? yaktılar mı canını? ya sigarası bittiyse nezarette? birisi sigara verdi mi acaba? o kimseden istemez.. anladılar mı acaba gerçekten delirdiğini?
nerede acaba şimdi? nerede ve ne yapıyor? hala sıkışıp duruyor mu bir kitabın ince sayfaları arasında? yoksa hala can yanması devam mı ediyor? babası olan, yaratıcısı olan, kendisine ruh veren atılgan hazretlerinin yakasına yapış mıdır? ya da onunla kavgaya tutuş mudur?
ölmüş olmasın? çürümüş olmasın? kaldıramam bu yükü? sonsuza dek o nezarette kalsın.. yine de ölmesin.. salınsın ilk gece.. o kutsal kadın gelip de çıkartsın nezaretten.. elele tutuşup karışsınlar istanbul kalabalığına.. böyle olsun.. lütfen.. çünkü daha başlamadı bile onun hikayesi.. başlamadan bitti.. başlamadan biten hayatlar gibi..
nerededir şimdi? ve hala inanıyor mudur o kutsallığa? hiç kimse inanmayacak ve anlamayacak olsa da.. lütfen ama lütfen, vazgeçmesin inanmaktan.. hep anlatsın.. kendisini götüren polislere.. hakime anlatsın eğer mahkemeye çıkarsa.. belki de mahkeme tutanağını tutan kız o'dur.. tanısınlar birbirlerini.. herkese ve her şeye anlatsın.. dili döndüğü ve inancı yettiğince.. kırılmasın hiçbir şeyi.. ne burnu, ne el parmakları, ne de inancı.. lütfen..
--spoiler--