* benim cok eski uktemdi, dolmamis, ben doldurayim madem.
iliski yolundayken zararsiz gibi gorunse ve mutlu etse de, sonunda illa ki acitan, zarar veren eylemdir.
askin, sevginin, gun gectikce baglanmanin, aliskanligin birbirine karismasiyla ortaya cikar. o'nsuz yasayamayacakmis, nefes alamayacakmis gibi hissedersin; oyle bi sanriya kapilirsin.
seversin. her saniye daha cok. her dakika katlanarak, cogalarak seversin. hic bitmeyecekmiscesine.
sonra biter. taptigin, ilah yaptigin kisi hayatindan pat diye cikip gider, veya sen cikartirsin onu. besledigin duygulari, askini "taparcasina" seklinde ifade ettigin zamanlar geride kalmaya mahkumdur artik. tapar gibi sevdigin kisi de hicbir zaman olmayacaktir.
e kaldin oylece ortada? her seyini kendisine endeksledigin, nefesini bile o'nun icin aldigin kisi yok. ne bok yiyeceksin simdi? taparcasina sevmek o kadar kolay mi saniyorsun ki yenisini, baskasini bi daha boyle sevesin. degil, hic degil.
o yuzden bastan bu boku yemeyeceksin. taparcasina sevmeyeceksin. kendini de azcik seviyorsan sevmeyeceksin. sevme.
tapınak kurmasını bilene, ibadetinde kusur etmeyenine uygun bir sevme şekli. tüm bunlara rağmen dejenere olmayacak, o uzaktayken altından buzağıya tapmayacaksanız, sağlam olacaksanız, yolunuz gerçekten açık.
Tutulmaktır. Sadece karşı cins değil bir insan somut ya da soyut bir şeyi taparcasına sevebilir. Görüntüsüne ya da işlevine değil, bir çok şeyine hayran olmuştur. Diyelim bir müzisyeni taparcasına seviyor, onun enstrümanı taşıyışına bile hayrandır. Tehlikelidir, bir o kadar da tutkuludur, haz verir.
