nolursa olsun karşısındakine saygı duyan bir insanın yapabileceği bir harekettir. keşke biz de düşüncelerimizi biraz değiştirebilsek de birbirimize karşı hep güler yüzlü, saygılı olabilsek.. ufak bir gülümsemeden ya da sözden derin anlamlar çıkarmasak..o zaman herşey çok daha güzel olur.
Adrese teslim olmayan, ortada kalan başlıkları kendime yontmam genelde..*
Ama çok bana ait gibi duruyor bu. Alıyım bunu ben.
tanınmayan bir kimseye iyi günler dememekten azar işitmişliğim var bir italyan fabrikasında.
avrupa insanının dikta yoluyla, tanımasan da selam vereceksin! emir kipliylen şahsıma empoze etmeye yeltendiği hadise. *
hasılı biz de hiçte güzel durmayan hededir.
zira adamın biri kız arkadaşıma iyi günler diyecek **
zamanında okul servisimi beklerken yanımdan bir adam geçerken "günaydın" demisti, bir anda düsündügüm her şeyi bırakıp mutlu olmustum.. sonra bu 2ay boyunca her sabah adam ordan gecti günaydın, iyi dersler diyerek.. sonra bi gün adam ordan gecmeyi bıraktı, kendimi acaip boşlukta hissetmistim neyse sonuc olarak güzel bir olay selamlaşmak tanımadığınız biri ile bile.
büyük şehirlerin samimiyetsizliğinin iyice arttigi şu zamanda, yasadığım küçük yerleşimde hala ölmemiş, sevgi ve saygıyla karşılanan, dalga geçilmeyen bir gelenektir.
insanın kendisini çok kötü hissettiği bir günde, insana; hicç tanımadığı bir kimsenin dürüst bir içtenlikle 'iyi günler' demesi kadar leziz bir duygu yoktur. bir anlığına da olsa uzaklaşırsın yalnızlığından ve belki de bir adım atarsın aldığın gazla yeni bir hayata.
içindeki bütün kini, öfkeyi en yakınındakilere kusan ve dışarıya karşı iyi görünmeye çalışan insanın yaptığıdır genelde.. nadiren de olsa tamamen iyi niyetinden yapanlar vardır tabii..
insanlığımızı kaybetmekte olduğumuz şu günlerde oldukça yadırganacak bir davranıştır... zaman kötülük çağıdır. zaman kuyu kazma, arkadan bıçaklama zamanıdır maalesef ki...
yine de içinde ufacık da olsa pollyanna'yı taşıyan bir bünye için güzel sayılabilecek davranış...
hayatım boyunca sayısız kez karşılaştığım olaydır, genellikle yaşlı amcalar yapar, tanımadığı herkese elini kaldırıp yavaşça selam verip sonrada takmadan devam eder. *
etrafa pozitif elektrik dagitan iyi niyetli bir insanin yapmis oldugu guzel bir hareket olsa da, selami alanin genelde "kim lan bu lavuk" tarzinda bakmasiyla sonuclanacak hadisedir.
sık sık yaptığım fakat pek çok kez tuhaf karşılandığı için hayal kırıklığına uğradığım fakat yılmayacağım davranıştır. özellikle görev başındaki polis ve askerlere yanından geçerken "iyi günler abi", "kolay gelsin abi" gibisinden temennilerde bulunmak iki tarafı da mutlu edecek bir davranıştır.
mekan: 48 nolu otobüsün arka sırası
zaman: 01:15 suları
Şebnem ferah konserinden yeni çıkmışız, sıcak yatağın hasretiyle yollara düşmüşüz.
nedense ilk gelen otobüse ya da ikinci gelen otobüse değil de üçüncü otobüse bindik.
En arkanın yolunu tuttum onca siyah kalabalığının içinde. Hiç boş yer yoktu, mecburen ayakta bekleyecektik ta ki birileri kalkana dek.. Yolculuğumuz keyifli başladı, başta gırgır şamata.. Sonra tam uykumuz yavaş yavaş gelmişken birden neşeli bir kalabalık gördük yolda.. Birinin elinde akordeon, birinin elinde gitar, neşeli şarkılar söylemekteler herkesin yorgunluğuna inat.. Birden el salladım onlara, iyi geceler diledim.. Duyamazlardı elbet ama gördüler selamımı.. Ve nazikçe eğilerek onlar da bir selam verdiler.. O anda fark ettim onu; yumruk yapmış elini "sizinleyim" dercesine sallıyordu bizim bremen mızıkacılarına..
Bir anda daha önce hiç hissetmediğim bir merak uyandı kendisine. Kimdir, ne yapar, ne eder, okur mu, hayatı algılayışı nasıldır, en son hangi kitabı okudu, kahkaha mı atar yoksa tebessüm mü eder... hakkında o kadar çok şey sormak istedim ki ona.. uyuyordu.. hayatımda gördüğüm en masum erkek yüzüydü izlediğim.. o uyudu, ben izledim..
gözlerini açsa "iyi geceler" diyecektim.. ama o uyudu, ben izledim..
Bir ara telefonu çaldı. tam yanında durduğum için rahatsız etmiş olabileceğini düşündü ve özür diledi. sanırım eve geç kalmıştı ve bu yüzden telaşlandırmıştı birilerini.. kimdi acaba merak eden, annesidir..belki de kız arkadaşı.. önemli değildi benim için.
bir ara başını kaldırdı, gözlerini gördüm. en az yüzü kadar ışıldıyordu gecenin karanlığında. farklıydı, ve içimden ona sorma isteğiyle yanıp tutuşan binlerce soru geçiyordu...
bir ara "bir şey sorabilir miyim?" dedi. "Buyrun" dedim tüm soğukkanlılığımla. "Acaba bu otobüs çekirge'den geçiyor mu?" Geç kalınmış bir soruydu.. Çünkü bu otobüs oradan geçmezdi.. Alelacele otobüsten inmeye çalıştı. O esnada çarptı birilerine, ürkekçe özür diledi insanlardan ve belli belirsiz bir ses yükseldi: "iyi geceler!"
Sana da iyi geceler yabancı..
Hiç tanımadığım ve belki de tanımayacağımsın, yine de iyi geceler!
nezaket ifadesidir.şayet bunu söyleyen karşısındakine herhangi bir taciz düşünerek bunu yapmamışsa müthiş bir nezaket sayılır.tatile gittiğimizde uğradığımız yerlerde insanlara selam veririz gayet memnuniyetle cevap alırız.lakin istanbul öyle mi? apartman da bile tanışmamışsan kişiye selam vermen tuhaf karşılanıyor.oysa selamlaşmak iletişimin ilk kuralıdır.binamızda vardı böyle biri, selam verirdik tuhaf tuhaf bakardı.sırf bu huyundan dolayı kimsenin sevmediği bir aile haline geldiler.