sözlüklerde üstün körü anlatılmış, ama anlatmaya hiçbir dildeki, hiçbir kelimenin yetmediği, kendi içinde çok karışık ve değişken, üzerine bir etiket yapıştırılıp; "bu budur" denilemeyecek duygulardır.
-aşk,
-nefret,
-merhamet,
-iç sıkıntısı,
-anne sevgisi,
-öç olma duygusu,
-kalp kırıklığı vs.
bahar gelip mutluluk cicekleri yanaklarinizda acmaya basladiginda midenizde ugur böcekleri ucusmaya basladiginda her agac size güzel, her cocuk size sevimli bi yaratik gibi gözükmeye basladiginda kalbinizde olusan o kipirtilari kimseciklere anlatamazsiniz..
yıllardır aradığınız, hayalini kurup, bulamayıp ağladığınız, hayatınızın doğru insanı olduğuna inandığınız kişinin bir gün karşınıza çıktığı an, içinizde kopan fırtınaların ve aniden bastıran gözyaşı yağmurlarının tanımı hangi kitapta vardır ya da kim açıklayabilir o duyguyu bana?
-dünyaya gelmeyi 4 gözle bekleyen, daha hiçbir şeyden haberi olmayan, masum ve günahsız, anne karnındaki bebeğin kürtaj yapılırken neler hissettiğini,
-sırf parlak kürklerini satın almak isteyen 1-2 insanlık dışı insan istediği için canlı canlı derileri yüzülen hayvanların derileri yüzülürken neler hissettiğini,
-oğlunu, eşini, tüm akraba erkeklerini savaşta kaybeden bir kadının neler hissettiğini,
-sokakta annesinin elini bıraktığı an kaybolmuş bir çocuğun neler hissettiğini,
-bedensel ve zihinsel engelleri olduğu için kendisine özürlü denilen ve her daim alay edilen kişinin neler hissettiğini,
-yıllardır para sıkıntısı çeke çeke zar zor okuduğu okulunu bitiren birinin neler hissettiğini,
-1 haftadır bir şey yemeyen, ama sonra cömert birinin verdiği parayla ekmek alan birinin o an neler hissettiğini,
-çok sevdiği biri hastanede yaşam mücadelesi verirken, birden yaşama dönmesinin o kişiye neler hissettirdiğini,
-dünyaya ülkesinin adını en iyi şekilde duyuran kişinin neler hissettiğini,
-yıllardır hapishanede kalan kişinin hapishaneden çıkarken, dışarı attığı ilk adımda neler hissettiğini,
-haksız yere suçlanan ve idam cezasına çarptırılan kişinin idam sehpasının üzerinden neler hissettiğini,
-yıllardır çocuğu olmayan ailenin, birgün çocuk sahibi olduğunda neler hissettiğini kimse açıklayamaz.
Olmayan duygulardır. Herkes, herşey belli bir şeyi tarif edebilir; Tarif mutlaka sözle yapılması gereken bir olay değildir, bazen o tarif edilmek istenen şeyin vücut üzerinde yarattığı kimyasal tepkimeler sonucu büründüğümüz fiziksel durum, bizi amacımıza ulaştırır. Bazen yoldaki tozlu bir taş, istemeden de olsa, bize bazı şeyleri tarif eder, bu bir duygu değildir, bir olgudur, yolda çok fazla toz olduğunu gösterebileceği gibi, tozsuz bir yoldaki bir taş, kendisinin yabancı bir ortamda olduğunu ifade eder.
birden cok duyguyu bir arada yasatan karmasik duygulardir.
"sizofren olmadigimi iddia ederken birimizin yakayi ele vermesi",
"icgudulerin mantik ile olan cakismasi sirasinda arada kalmak",
"dolunayada freezing moon dinlemek",
"vazgecilmez bir tutkuyu surekli arzulamak",
"mantik sorgulayarak delirmek",
"cok az isik alan bos bir sokakta hava aydinlanmamisken yurumek",
"ucak kalkarken orgazm olmak",
odada oturulurken, annenim gelen misafirine yaptığı çayı doldurmadan önce çay bardaklarına kaşıkları attığında çıkan sesin beni bir an olsun sevindirik yapması, böyle bir an için mutlu olmam. böyle garip, tanımı zor bir an.