tanımadığın bir kişiyle dertleşmek

entry183 galeri1
    83.
  1. dünya şekeridir. böylece iki kişinin bildiği kesin sır olur.
    0 ...
  2. 82.
  3. insanı hiç ummayacağı kadar rahatlatan bir eylem.
    1 ...
  4. 81.
  5. Süperdir.insanı rahatlatır.net cevaplar alırsınız.
    2 ...
  6. 80.
  7. derleşirken anlattığın şeylere de bağlıdır. çok özelse ne olursa olsun anlatılmamalı sonuçta yabancı biri var karşında.
    0 ...
  8. 79.
  9. güzel aktivitedir. kredi kartı numaranız gibi özel şeyleri verrmediğiniz sürece.
    0 ...
  10. 78.
  11. 77.
  12. bazen hiç tanımadığın birine açılırsın..
    4 ...
  13. 76.
  14. çoğu kez yaptığımdır. insana öyle iyi gelirki... ona kimseye anlatamadıklarınızı anlatabilirsiniz. sizi tanımaz, bilmez, yargılayamaz... mükemmeldir.
    1 ...
  15. 75.
  16. 74.
  17. objektif bir fikir verebileceğinden iyi bir eylemdir.
    0 ...
  18. 73.
  19. 72.
  20. ya üzerine oturduğum kanepeye, artık sırtımı da bırakıp uyuyacaktım ya da yanımdaki hırkayı üzerime geçirip, arkadaşımı da uyandırmadan dışarı çıkıp açık bir yer bulup; artık içecek olarak her ne varsa, bir kase çorba ya da bir duble rakı, içecektim.

    hırkaya sokuldum. hem bu mevsimde; anca gecenin bu vakti hırka giyebilir insan. misafir olarak kaldığım şu -tanıdık insanı- arkadaşımı uyandırmadan anahtarını aldım, kapıya yöneldim. çocukken devasa gelen bakırköy meydanına yürüyerek 20 dakikalık mesafede olan arkadaş evinden, belki 40 dakikaya kadar vardım. yolda, sarhoşlara özel ayar olan kokoreççilerden bir yarımı da ihmal etmedim. hafif sarhoş taklidinden de sakınmadım hani...

    birine bir şey anlatmam gerekiyordu. o arkadaşa da, anlatamazdım. hem öğrendiğim şeyi, arkadaştan öğrendim ya; ona da, anlatamazdım. biri gerekiyordu işte, bu gece, o saat, şu an... telefonu elime aldım. bu, sıradan hayatımın milyonuncu kez tekrar eden, telefonla rehberde gezinme ve yalnız hissetme sahnesiydi. fonda boktan bir yıkıcı müzik... sıklıkla aradığım arkadaşlarım, karşıma çabuk çıksınlar diye isimlerinin önüne "." koymuştum... ".ali, .cagatay, .deniz, biri, .öteki biri..." bu özel nokta, aslında onları, ötekilerden ayırıyordu. zaten telefon rehberimde olmaları, onları; dünyanın geri kalanından da apayrı kılıyordu ya, ben o denli, yalnız hissetmemeliyim kendimi. ama o an, öyle geldi ki bana, onları özel kılan, o özel kılma eylemi; özel olanın da kırılmasına sebepti. bazen bir şeyi, bir hissi; hiçbir hatıranın, deneyiminin olmadığı birinin bilmesi gerekiyor. birini arasam, çok sevdiğim birini, açtığında telefonunu, bildiği bir 'adam'dım ben. 'bildiğim' bir adamı, 'bilindik' bir halimle arayacaktım. üstelik insanların, o anları var... o an mutlu oldukları, o an kendi halinde oldukları. o an, senden uzak oldukları. telefonu cebime attım.

    hem zaten hemen herkes şehir dışında. gene sahicilikle ve şehirde madden de arkadaşsızlıkla kalmışım... zaten artık, yalnız hissetme hali, kalıcılık sağlamış vaziyette. çoğu zaman, yalnızlığın sabitliğini görüyorum hayatımda. bu bir yükseliş yahut düşüş hali değil artık. bu giden ve giderilen-giderilebilen bir şey değil. bir sevgiliye sahip olmak(sahip?), her gün birileriyle görüşmek; sosyalleşmeye çok müsait bir yerde oturmak gibi durumlar da bunu değiştirmiyor. meydan boş. kediler, köpekler; arada tepeden hızla uçup giden kargalar, zararsız görünen kuşlar, birkaç bank sahibi evsiz, seke seke yürüyen birkaç kişi; arada sokaklara giren mavi-kırmızı polis ışıkları... zihnim uyarılıyor. içimde durmaması gereken, dibimde duruyor. durmuyor, hareket ediyor. yer kaplıyor. açık bir tekel vardı istanbul caddesinin ortalarındaki bir sokakta. küçük bir ceplik. yarım saat sonra, gerçekten yabancı biriyleyim. artık yürüyemiyorum bile. adımlarımda bir sersemlik. gidip oturuyorum. sırtımı biraz bıraksam, evsiz taklidi yapan biri... çok hızlı sarhoş olmuşum. kimseye halen konuşmadım. yalnızca düşünüyorum. bir kedi tedbirli adımlarla yanıma yaklaşıyor. birkaç adım ötemde duruyor. onunla da konuşmayacağım. kendimi kendimde tutacağım bu sefer. geri dönüyorum. evet, geri geri gidiyorum o eve. şimdi nasıl uyuyacağım kim bilir, eve yaklaştıkça uykunun tadı geliyor üzerime. uyuma hayali. her kuytu köşede nasıl uyunabilir ihtimali... yol uzuyor, gibi. oysa, daha hızlıyım geldiğimden.

    yeterince yabancı hissediyorum
    ve halimden gayet iyi anlıyorum,
    anladım ben seni, diyorum.
    aptal aptal çıkıyorum merdivenden. sessizce kapıyı açıyorum. tekrar o kanepe üzerindeyim.
    uyuyorum o an, o sabah.
    bir daha böyle aptal şeyler yapma, diyorum.
    yapmam, diyorum.
    kalk yemek ye, zayıf düştün kaç gündür, diyorum.
    üzerine de bir kahve, bir sigara da ne güzel gider değil mi, diyorum,
    evet vallahi, sırf bu yüzden güzel bir kahvaltı hazırlayacağım sana, diyorum.
    saat beşte kahvaltı yapıyorum.
    arkadaş arıyor, evden çıkıyorum. o an, kendimi, kısa bir süre de olsa, çok yalnız hissediyorum. sonra sanki böyle olması gerekiyormuş gibi, ha, evet, diyorum. kabulleniyorum.
    2 ...
  21. 71.
  22. bazen objektif bakis acisiyla o anki durumunu guzel yorumlayabilir.
    1 ...
  23. 70.
  24. Sizi yadırgamayacağını, küçümsemeyeceğini, içten içe söylenmeyeceğini bilirsiniz çünkü; tanımamanıza rağmen dertleştiğiniz o insan ancak psikoloğunuz olacaktır. Aksi durumda bu denli cesaretli, rahat ve hoşnut olamazsınız zaten.
    2 ...
  25. 69.
  26. kesinlikle muhteşem bir olaydır. seni tanımayan biriyle konuşurken rahatsız eden bi durum yoktur ortada sonuçta tanımıyordur seni. en yakın dostuna bile anlatamadıklarını bir tanımadığına anlatmak insanı rahatlatandır. ve bir süre sonra da o hiç tanımadığın biri en çok sevdiğin insan bile olabilir.
    4 ...
  27. 68.
  28. omegle de eğer penis/vajina avına çıkmamış bir türk bulursanız çok güzel yapabileceğiniz eylem.

    bir kere yapmıştım. ama iş abartıya kaçtı.
    ben hoşlanabileceğim kız modelini yazdım. hepsine uyuyormuş meğersem. sonra fotoğrafımı istedi. salak gibi attım.
    çevrimdışı oldu.

    sanırım geçen yıl felandı.
    0 ...
  29. 67.
  30. tanıdıklarınla dertleşip duymak istediklerini ya da duyacaklarını bildiğin cevaplar yerine bambaşka cevaplar beklentisiz düşüncelere gebedir. yapılmalıdır ve iyi ki yapılır.
    koskoca cağrafyada binlerce kafa varken neden bir kafadan bakmaya devam edelim ki...
    0 ...
  31. 66.
  32. deneyin, denettirin. insanı bir kuş kadar özgür hissettiren, mükemmel eylem.
    1 ...
  33. 65.
  34. bir arkadaşım kafa güzelken istiklalde yapmıştır kızın o an işi olduğu için numarasını e mailini mi ne almıştır ne zamandır aklında idi zaten dinlendi.
    0 ...
  35. 64.
  36. seni tanıyan insandan daha iyi dinlemesi muhtemel. olaya objektif yaklaşıp kişiye daha iyi akıl verebilir. sonradan kuyunuzu kazacak arkadaşlardan olmaz.
    1 ...
  37. 63.
  38. insanlar tanıdıkları insanlar sebebiyle dertlenir çoğu zaman. tanımadığı insan işte tam bu noktada karşısına çıkıp ak güvercin gibi başına konarsa adamın oh ne güzeldir. ama unutulmamalıdır ki ak güvercin bazen kafaya sıçadabilir.
    0 ...
  39. 62.
  40. Her şeyini bilen birisine anlatmaktan daha rahatlatıcıdır ve objektiftir insana iyi gelir iyi hissetirir efendim.
    1 ...
  41. 61.
  42. rahatlamaktır, üzerindeki ağırlıktan kurtulmaktır.

    başlığı görünce bile heyecanlandım. ben yakınlarıma dert anlatamıyorum, anlatsam bile alacağım reaksiyonu biliyorum. omzumu sıvazlayacak, üzülme be kardeşim diyecek bu kadar. ne çözüm arama var, ne kendi tecrübelerini aktarma var. evet tanımadığım ya da çok az tanıdığım insanlara bütün hayatımı anlatırım, onlar da bana anlatmaya başlarlar, 'vay amına koyayım benimki de birşey mi lan bunun yanında' derim ve bir süre rahatlarım benden de kötüleri varmış deyu.
    2 ...
  43. 60.
  44. "çoğunluk" filmindeki bir sahneyi hatırlattı: bilindik çevreye yabancılaşmanın sonucu yüzeyselliğin dip vurduğu bir anda tanımadığın taksiciye gidersin ve sarılırsın.
    1 ...
  45. 59.
  46. sözlükten tanıştığın biriyle adını sanını sormadan dertleşmek buna örnek olabilir. her şeyini anlattıktan sonra isimlerinizi öğrenince birbirinizi tanıdığınızı anlamaksa gerçek derdin başlangıcıdır.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük