bir çay daha ver dedim garsona. göz göze geldik bir an. tanıdım ve nereden olduğunu çıkarmaya çalışırken; o, ''tanışıyoruz ama şimdi kim girecek o nereden tanışıyoruz muhabbetine'' der gibi baktı.
hiç beklemediği bir anda ''seni tanıyorum'' dedim, bir an irkildi. ''askerde ne çaylar yapardın sen be'' dedim.
''karıştıryorsun'' dedi. tam olarak nerden tanıştığımızdan dem vuracaktı ki ''neyse önemli değil zaten, o karıştırdığım kişinin çayı kadar güzel en azından çayın'' dedim, ''demli olsun''
yürüdü gitti. içinden küfrettiğine yemin edebilirdim.
çay gelmeden kalkıp gittim masaya içmediğim çayın parasını da bırakarak. tanıdığı halde merhaba demeyen insanlara uyuz oluyordum.