çok bok bi durumu da beraberinde getirmekte olan bir kahrolası konudur. üç yıl lise ve iki sene üniversite çağlarımızda can ciğer olduğum arkadaşımla, yalnızca ona onu sevdiğimi açıkladığım beş dakika içinde bütün ama bütün bağlarımızı koparmamıza yol açan durumun ta kendisidir. neymiş efendim kardeşmiş, ha siktir len ordan ben sana bi kere bile kardeşim dedim mi, o senin kuruntun, kısaca ben senin dürüst yaşamına uyamam demiyo da böyle bir şeyi nasıl söylermişim. ya bi siktir git diyecektim valla o anda dilim damağımın kurumasından olsa gerek bi şey diyemeden ordan gidivermişsim. daha gitmem afyona o yandan berü. güvenevler mahalle bilmem ne sokak afyon bundan böyle bitmiştir.
dıtdıt: muhabbet geçeli iki sene oldu ama sevdiğimden falan değil , hazmedemedim olayı iki yıldır çıkmıyo ondan. sarı saçlı ela gözlüm nerde-ymiş. nerde olacak yine saçma sapan yaşantısıyla iyi iyi geçinip gidiyorlar.
kısacası ben " tanıdıkça aşık oldumdu".
aşkın aşk olduğu zamanlar geride kaldı artık...
nerde o eski kaçamaklar, nerde o eski heyecanlar...**
artık her önüne gelenle çıkılıyor, geziliyor, her hoşlanılana çarpıyor kalp.
ve her kalbin çarptığıyla paylaşılıyor özel olması gereken anlar...
sırf bu yüzden özelliği bitiyor zamanla yan yana yürümenin, el ele tutuşmanın, öpüşmenin...
ilk görüşte aşk tabiki mukaddes bir duygudur; ama bir insanı tanıdıkça, keşfettikçe, her keşifte heyecanlanıp bağlandıkça daha sağlam bir ilişki çıkar ortaya. *...
--spoiler--
tanıdıkça aşık olmak,
aşık oldukça tanımak
--spoiler--