tanzimat fermanı

entry38 galeri2
    1.
  1. "bundan boyle gavura gavur denmeyecek" seklinde ozetlenebilecek, son donem osmanli tarihinde batililasma ve avrupa'nin baskilari arasinda onemli yer tutan vesika. diger adiyla, (bkz: gulhane hatti humayunu).
    azinliklara esit haklar verilmesini ongoren, osmanli'daki millet sistemine ilk buyuk darbe...

    asil trajikomik yani da sudur ki, tum avrupali sehbenderlerin, babi alideki devlet erkaninin huzurunda okunurken ferman, bittabii, mutad oldugu uzre, sultanin evsafi sirayla okunur... sultanin evsafi ise avrupa devletlerinin hepsinden gavur diye bahseden, bariz bir sekilde ezici kelimler icermektedir. orada hazir bulunmus bircok avrupali diplomat, bu noktayi vurgulamadan gecmemistir...
    2 ...
  2. 2.
  3. AMAÇ:avrupa devletlerinin osmanlı devletının iç işlerine karısmaması için yazılan bir fermandır.getırdıgı yasalarda; hiç bir din farkı gözetmeksizin herkese eşit hak,mal ve can guvenligi verilecektr.
    0 ...
  4. 3.
  5. Abdülmecit dönemin de mustafa resit pasa'nin hazirlayip gülhane parkinda halka duyurdugu ferman.
    0 ...
  6. 4.
  7. hiç bir işe yaramayan ferman. bunu abdülmecit'te biliyordu * * ama yinede ya tutarsa hani olurda avrupa bak yola geldiler diyip rahat bırakır diye düşünüp yayınlamıştır efendim fermanı
    üşenmedim ve esaslarınıda yazdım aha aşşağıda
    1) müslüman ve gayr-ı müslim bütün tebanın ırz, namus, can ve mal güvenliği osmanlı'nın garantisinde olacak
    2) mahkemeler açık olacak yani kimse yargılanmadan cezalandırılmayacak
    3) kanun önünde herkes eşit olacak * * *
    4) vergiler herkesin gelirine gore toplanacak
    5) herkes mal mülk sahibi olabilecek, varis bırakabilecek
    6) askerlik işleri düzene girecek, vatani bir gorev olacak
    7)rüşvet ve iltimas* kalkacak

    * * *
    0 ...
  8. 5.
  9. bu antlaşmayı iyi anlayabilmek için 1839 tarihli belgrat antlaşması na bakmak gereklidir efendim. azınlık hakları konusunda ezilmemek için yapılmış siaysi bir hareket temelindedir.
    1 ...
  10. 6.
  11. bazı kişilerce "tazminat fermanı" şeklinde söylenen*, azınlıklarla ilgili hakları içeren ve gülhane parkı'nda ilan edilmiş olan fermandır.
    0 ...
  12. 7.
  13. "150 yıldır devletin bozulmasının sebebi dinden uzaklaşmaktır. Dinimize dört elle sarılırsak her şey düzelir." tarsında bir cümle ile başlayan, aslında bilindiği üzere dinle uzaktan yakından alakası olmayan, zamanının batılılaşma manifestosu(!) olarak kabul edilen fermandır.
    0 ...
  14. 8.
  15. 9.
  16. osmanlının o çağdaki batılı bir ulus devlet modeline dönmesindeki ilk adımdır. zorunlu askerliğin getirildiği ferman da bu olmakla beraber, zorunlu askerliğin çıkmasının da tek nedeni napolyon denen orospu çocuğunun önde gideni deha topçu subayıdır.
    0 ...
  17. 10.
  18. 3 kasım 1839'da okunmuş, türk tarihinde demokratikleşmenin ilk adımıdır. aslen ii. mahmut döneminde planlanmasınıp, ii. mahmut'un ölümünün ardından oğlu abdülmecit döneminde dışişleri bakanı mustafa reşit paşa tarafından okunmuştur.
    içerdiği konuların en önemlileri;
    tüm vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması,
    yargılamada açıklık,
    vergide adalet,
    erkeklere dört yıl mecburi askerlik,
    rüşvetin ortadan kaldırılması olmuştur.
    amacı iktidarı saraydan alıp bürokrasiye vermektir.
    1 ...
  19. 10.
  20. tanzimat, en ölmcül yenilgidir islam tarihinde. zira bu yenilgi fikren gerçekleşmiş bir yenilgidir. islam dünyası daha önce de gayri islami kültürlerle bir takım yanlış alış verişlerde bulunmuştur. mesela hicri ikinci yüzyılda bazı islam alimlerinin yunan felsefesinden etkilenip, onların kaza-kader, akıl-irade gibi kilit mevzulardaki anlayışlarını alıp islam'a yamamaya çalışmışlardır. ve bu durum o sıralar çok ciddi bir tartışma ve münakaşa ortamı oluşturmuş, birçok itikad mezhebi (mutezile, cebriyye)türemiştir.

    ama hiçbiri avrupa'ya karşı yaşanılan bu yenilgi gibi yakıcı ve yıkıcı olmamamıştır. zira hayatı tanzim etmede islam'ı esas alan bir anlayış yerini batılı değerleri esas alan bir anlayışa bırakmıştır. tabi bu duruma bir kereden de gelinmemiştir. savaş meydanlarında zaferler kazanan ve fetih yoluyla islam'ı yayan osmanlı aynı başarıyı fikri noktada gösterememiştir. batı rönesans ve reforma hamleleriyle yeni bir hayat tarzı inşa ederken, osmanlı avrupa'nın bu yükselişine karşı islami bir savunma sistemi kuramamıştır. mesela avrupa'da yükselen bir değer olan ulusçuluk kavramına karşılık, ümmetçilik anlayışını ciddi anlamda ortaya koyamamış, isma'ı çağın idrakine sunamamıştır. bu zafiyetin en önemli sebebleri ise ictihad kapısının kapalı olduğunu kabul etmesi ve arapça'yı yaygınlaştıramamasıdır. neden arapça? acaba ortada bir arapçılık mevzusu mu var? hayır! çünkü islam'ın temel kaynakları olan kur'an ve sünnet arapça'dır. ümmet arapça'yı ne kadar iyi bilirse islam'ı da o kadar iyi ve geniş kitleler şeklinde anlayacaktır. ve hayatı anlamada islam'ı daha kolay ve sahih bir şekilde kullanmış olacaktır.

    ictihad meselesi ise yeni çıkan sorunlara karşı islam'ın çözümünü ortaya koymak için gereklidir. çağımızdan bir örenek verecek olursak. borsa, islam'ın ilk yıllarında olmayan bir şey. ve bu konuda ne kur'an'da ne de sünnette açık bir nass yok! doğal olarak bu konuda islam'ın hükmünün bilinmesi için ictihada ihtiyaç vardır. ancak böyle islam, corunlarımıza cevap verebilcektir.

    işte osmanlı bu fakülteleri işletemediğinden yavaş yavaş yenilmiştir. tanzimat ise bu yenilginin en belirgin hamlesidir.
    0 ...
  21. 11.
  22. 2.mahmut'a gavur padişah yakıştırmasının yapılmasına sebep olan ve yine halkın kısa ve öz tesbitiyle "artık gavura gavur denmeyecek" ibaresini kuvvetlendiren ferman.

    lozan antlaşması'nda Türk topraklarında yaşayan tüm gayr-i müslimlerin "azınlık"olarak adlandırılmasıyla birlikte tanzimat fermanı'nın hükmü geçersiz hale gelmiştir.
    1 ...
  23. 12.
  24. osmanlı da anayasal düzenin başlamasına neden olan fermandır ayrıca. padişah ilkkez hukukun üstünlüğünü tanımıştır. zaten sonrada kapama davası felan.
    0 ...
  25. 13.
  26. perde arkasındaki amacı, 1841 Londra konferansında Osmanlı Devleti'nin elini güçlendirmek olan bir anlaşmadır. Dönemin ileri gelen aydınlanmacılardan Mustafa Reşit Paşa'nın halk için hem bir kaç gömlek fazla gelecek olan hem de Osmanlı'nın iç işlerine karışmak isteyen devletlerin işine gelecek bir anlaşma hazırladığının farkında olmadığı muhakkaktır.
    Ama bununla birlikte padişahın bile, kuran'a el basarak hukukun üstünlüğünü kabul etmesi ise 600 yıllık Osmanlı imparatorluğu tarihinde bir ilktir.
    0 ...
  27. 14.
  28. osmanlı devleti'nebatı anlamında bir şekil vermek ve özellikle fransız ihtilali ile ortaya çıkan insan hakları ilkelerini, osmanlı ülkelerinde yaşayan halka da tanıtmak ve uygulamak için 3 kasım 1839'da gülhane parkı'nda okunan bildiri. diğer adı gülhane hattı hümayunu.
    0 ...
  29. 15.
  30. Herkesin bildiği gibi, devletimizde, kuruluşundan beri Kuran'ın yüce hükümlerine ve şeriat yasalarına tam uyulduğundan, ülkemizin gücü ve bütün tab'asının refah ve mutluluğu en yüksek noktaya çıkmıştı. Ancak, yüz elli yıl var ki, birbirlerini izleyen karışıklıklar ve çeşitli nedenlerle şeriata ve yüce yasalara uyulmadığından evvelki kuvvet ve refah, tam tersine zayıflık ve fakirliğe dönüştü. Oysa, şeriat yasaları iel yönetilmeyen bir ülkenin varlığını sürdürebilmesinin imkansızlığı açık seçik ortadadır.

    Tahta geçtiğimiz mutlu günden bu yana bütün çabalarımız, hep ülkenin kalkınması, ahalimiz ve fakirlemizin refahı amacına yönelik oldu. Eğer, yüce devletimize dahil ülkelerin coğrafi konumu, verimli toprakları ve halkının yetenekleri gözönünde tutularak gerekli girişimler yapılırsa, yüce Tanrı'nın yardımı ile, beş-on yılda kalkınabileceğimiz söz götürmez.

    Ulu Tanrı'nın yardımına ve Peygamberimiz hazretlerinin ruhaniyetine sığınarak, yüce devletimizin ve ülkemizin iyi bir biçimde yönetilmesi için bundan böyle bazı yeni yasalar çıkarılması gerekli görüldü.

    Söz konusu yasaların başında can güvenliği; ırk, namus ve malın korunması; vergi toplanması; halkın askere alınıp silah altında tutulma süresi gibi hususlar gelmektedir. Şöyle ki; Dünyada can, ırz ve namustan daha kıymetli birşey yoktur. Bir insan bunları tehlikede görünce, yaradılıştan kötü olmasa bile, canını ve namusunu korumak için olmadık çarelere başvurur. Bunun devlet ve memlekete zarar vereceği açıktır. Buna karşılık, can ve namustan emin olan bir kimse sadakat ve doğruluktan ayrılmaz, işi ve gücü ile devletine ve milletine yararlı olur.

    Mal güvenliğinin olmadığı yerde ise kimse devlet ve ulusuna ısınamaz, ülkesinin yükselmesi ile ilgilenmez, hep korku ve üzüntü içinde yaşar. Buna karşılık, malından, mülkünden emin olmadığı zaman hep kendi işi ve işinin genişletilmesi ile uğraşır. Devlet ve millet gayreti, vatan sevgisi kendisinde her gün artar.

    Vergi konusuna gelince: Bir devlet, ülkesini korumak için askere ve gerekli öbür masraflara muhtaçtır. Bu, para ile olur. Para, tab'adan toplanacak vergiler ile oluştuğundan bunun en iyi şekilde toplanması gerekir.

    Evvelce gelir sanılmış olan "yed'i vahit" belasından ülkemiz hamdolsun, kurtulmuşsa da yıkıcı bir yöntem olup hiçbir zaman yararlı sonuç doğurmamış olan iltizam usülü hala sürüyor. Bu, ülkenin siyasi işlerini ve mali konularını bir adamın keyfine, hatta cebir ve zulmüne teslim etmek demektir. Bu adam iyi bir insan değilse hep kendi çıkarına bakar, bütün davranışlarında kötülüğe, zulme yönelir. Bu nedenle, ülkemiz insanlarının her biri için, malına ve gelirine göre bir verginin saptanması ve kimseden bundan fazla birşey alınmaması gerekir. Yüce devletimizin karada ve denizdeki askeri masrafları ile öbür masrafları yasalarla belirlenip sınırlandırılmalı ve uygulama ona göre yapılmalıdır.

    Askerlik de, yukarıda belirtildiği gibi, önemli konulardan biridir. Ülkenin korunması için asker vermek halkın başlıca borcudur. Fakat, bir memleketin mevcut nüfusuna bakılmaksızın, şimdiye kadar yapıldığı gibi, kiminden tahammülünden çok, kiminden az asker alınması hem düzesizliğe; hem tarım, ticaret ve bayındırlık işerinin kötü gitmesine; hem ömür boyu askerlik bıkkınlığa; hem de nüfusun azalmasına yol açar. Bu nedenle, her memlektten alınacak asker miktarı için uygun yöntem konulmalı ve dört veya beş yıl hizmet için sıra ussulü getirilmelidir. Bunlar yapılmadıkça devletin kuvvetlenip gelişmesi, huzur ve asayişin sağlanması mümkün olmaz. Bütün bunların dayanağı yukarıda açıklanan hususlardır.

    Bu nedenle, bundan böyle suç işleyenlerin durumları şeriat yasaları gereğince açıkca incelenip bir karara bağlanmadıkça kimse hakkında, açık veya gizli, idam ve zehirleme işlemi uygulanmayacaktır. Hiç kimse, başkasının ırz ve namusuna saldırmayacaktır. Herkes malına, mülküne tam sahip olacak, bunları dilediği gibi kullanacak, bunu yaparken de devlet büyüklerinin müdahalesine uğramayacaktır. Birinin suçluluğunun saptanması halinde mirasçıların o işle ilgileri bulunmayacağından suçlunun malları elinden alınıp varisleri miras hakkından yoksun bırakılmayacaklardır.

    Yüce devletimizin tab'ası Müslümanlarla öbür uluslar bu haklardan tam yararlanacaklardır.
    Can, ırz, namus ve mal konularında, ülkemizin tüm halkına şeriat yasaları gereğince garanti verilmiştir. Öbür konularda da oybirliği ile karar verilmesi için, Meclisi Ahkam-ı Adliye üyeleri gerektikçe artırılacaktır. Yüce devletimizin bakanları ile ileri gelenleri belirli günlerde orada toplanarak, görüşlerini çekinmeden açıkça söyleyeceklerdir. Can, mal güvenliğine ve vergilerin belirlenmesine ait yasalar böyle hazırlanacaktır.

    Askerlikle ilgili konular Bab-ı Seraskeri Dar-ı Şurası'nda görüşülüp karara bağlandıktan sonra sonsuza dek uygulanmaları için tasdik edilmek üzere tarafıma gönderilecektir. Söz konusu yasalar sırf din, devlet, ülke ve ulusu kalkındırmak amacı ile çıkarılacaklardından bunlara tam uyacağımıza yemin ederiz. Bu konuda, Hırka-i Şerife odasında, tüm din adamları ile bakanların hazır bulunacakları bir sırada yemin edecektir.

    Din adamı ve vezirlerden yasalara aykırı hareket edenlerin, kanıtlanacak suçlarına göre, rütbelerine ve hatır ve gönüle bakılmaksızın cezalandırılmaları için özel ceza yasası çıkarılacaktır.

    Memurlara yeterli maaş bağlanmış olup, henüz bağlanmış olanlarınkiler de belirlenecektir. Bu yolla da, şeriata aykırı olan ve ülkenin gerilemesinde başrolü oynayan rüşvet belası güçlü bir yasa ile ortadan kaldırılmış olacaktır.

    Bütün bu sayılan hususlar eski hükümlerin tümden değiştirilmesi demek olacağından işbu fermanımız istanbul halkına ve ülkemiz halkına duyurulacaktır. Bundan başka, dost devletlerin de bu yönetimin sonsuza dek uygulanmasına tanık olmaları için fermanımız, istanbul'daki tüm büyükelçilere resmen bildirilecektir.

    Tanrı hepimizi başarılı kılsın; yasalara uymayanlar Tanrı'nın lanetine uğrasın ve ömürleri boyunca rahat yüzü görmesin. Amin.
    0 ...
  31. 16.
  32. 17.
  33. türkish islamfobik ateistlerin haberleri olmadığı fermandır. her seferinde osmanlı çok rereröydü dyen kişilerin öğrenmesi gereken fermandır.
    0 ...
  34. 18.
  35. Yarın ( 3 Kasım 2009) Mustafa reşit Paşa tarafından Gülhane Parkı'nda okunmasının üzerinden 170 yıl geçmiş bulunacak olan fermandır. Gülhane Parkı'nda okunması nedeni ile Gülhane hatt-ı Hümayunu olarak da anılmıştır.
    1 ...
  36. 19.
  37. fermanın yapı çözümlemesi:
    tanzimat fermanı dönemin resmi kitabet ve bürokrat üslubuyla yazılmıştır.

    a)kelime ve kavramlar: fermandaki kelimelerin %90 ı arapça ve farsçadır.
    b)cümle yapısı: cümle yapısı olarak da bürokratik bir özelliğe sahiptir.
    cümlelerin uzun olması ve satırlar boyunca devam etmesi okuyucuyu sıkacak bir özelliktir.
    ayrıca anlamsal gücün de yitirilmesine sebep olur, ferman sıradan okuyucuların anlayamayacağı bir tarzda yazılmıştır.
    c)paragraf yapısı: paragraf sayısı az ve düzensizdir, kimi paragraflar çok uzun kimisi ise kısadır.

    metindeki yapı özelliklerinden biri de noktalama işaretlerinin kullanılmamış olması, ağır ve ağdalı bir osmanlı türkçesinin kullanılması, yapısal açıdan anlaşılmayı güçleştirmiştir.

    fermanın içerik çözümlemesi:
    giriş bir tez ile başlar, osmanlının kuruluş döneminde daha gülü olduğu ve şimdi gücünü yitirdiğidir. metni oluşturanlara göre osmanlı kuruluş döneminde şer'i kanunlarla yönetildiği için güçlenmiştir.
    gelişme bölümünde de antitez üzerinde durularak devletin eski haline nasıl dönebileceğine değiniliyor. bunun da getirilen yeni kanun ve düzenlemelerle olacağı savunuluyor. batı tarzı bu düzenlemelerin ülkede yeni bir uyanış sağlayacağı vurgulanıyor.
    sonuç olarak ise fermandaki hükümlerin halka uygulanacağı ve , uygulamayanların cezalandırılacağından bahsediliyor.
    dine dayalı görüşün başta belirtilme sebebi ise; yapılacak olan düzenlemelerin yine dine uygun olacağını düşündürmektir.

    düzenleme yapılacak alanlar:
    * askere alım ve hizmet süresi,
    * vergi toplama ve tayini,
    * can, mal, ırz ve namusun korunması,
    * adalet ve hukuk alanı,
    * rüşvet ve ada kayırmanın önlenmesi.

    müslim ve gayrimüslim tüm halk bu haklardan eşit olarak yararlanacaktır.
    * *
    1 ...
  38. 20.
  39. Tanzimat Fermanı 1839
    *Temel amaç Osmanlı devletini parçalanmaktan kurtarmaktır.
    *Mısır sorunun çözümünde ingiltere ve Fransa’nın desteğini sağlamak amaçlanmıştır.
    *1839 yılından başlamak üzere I. Meşrutiyet’e (1876) kadar olan döneme Tanzimat Dönemi denilir.
    Esasları:
    1- Müslüman-Hristiyan bütün halkın Can, Mal ve Namus güvenlikleri korunacak.
    Uyarı ilk defa Müslüman-Hristiyan eşitliği sağlandı
    2- Vergiler herkesin gelirine göre alınacak. (Eşitlik)
    3- Herkes mal mülk sahibi olabilecek. (Özel Mülkiyet)
    4- Rüşvet ve iltimas yasaklandı
    5- Mahkemeler açık olacak, kimse yargılanmadan cezalandırılmayacak. (Nizamiye Mahkemeleri kuruldu)
    6- Askerlik vatan görevi sayılacak gayri Müslimlerde asker olacak
    Uyarı Tanzimat fermanı kanun üstünlüğüne dayanır. Bu yönüyle tam bir anayasa olmasa da ilk anayasal hareket olarak bilinir.
    Uyarı Padişah kanunlara uyacağına söz vermiştir. Bu durum hukuk devleti olma yolunda önemli bir adımdır.
    1 ...
  40. 21.
  41. maliye, eğitim, basın ve siyaset düzleminde yapılan reformlarla Osmanoğulları'nın varolmak adına attığı son adımdır. Tüm bu değişimlerdeki temel amaç, devletin kurumlarıyla birlikte merkezileşmesi ve toplum düzenine bir standart koymaktır. Fakat gerek geleneksel sınıf yapıları gerekse dış baskılardan ötürü kendi özgünlüğü doğrultusunda davranamamış ve amaçlanan başarıları getirememiştir.

    Diğer yandan etki açısından belli bir aydın sınıfının yaratılmasına yardımcı olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna katkıda bulunmuştur. Fakat 1839-1938 arasında yapılan değişimleri bir bütün olarak düşünmek son derece vasıfsız ve etkisizdir. Eklektik olarak yorumlanması gereken bu iki dönem arasındaki temel farklılık yapılan reforfmlardan ziyade bunların gerçekleştiği düzlemdir. 1923-1938 arasında yapılan reformların devrim nitelikli olması ve başarı sağlamasının en büyük nedeni bu değişimlerin ulus-devlet düzlemiyle barışık olmasıdır. Diğer yanda 1839'da sisteme yapılan şırınga genç bir çocuğa kalsiyum değil, hasta bir adama ağrı kesici vermek olmuştur. Fakat bu söylem , mevcut dönemdeki atılan adımları kötülemek gibi bir amaç taşımaz. Belirtilen sadece bir uyumsuzluktur.
    0 ...
  42. 22.
  43. kim bilir hangi özenli eller, hangi üstün becerili uzmanlar tarafından hazırlanmıştı.
    her kelimenin üzerinde ne kadar kafa patlatılmıştı.
    ama yönetilenler durumu şu üç kelimeyle özetleyerek o tarihin kırılma noktası olan değişim projesinin anlamını basitleştirmişti: artık gavura gavur denmeyecek.
    1 ...
  44. 23.
  45. müslüman halk tarafından "gavurlaştık" denmesiyle sonuçlanan,
    askerliğin 4 yıl zorunlu olmasıyla sonuçlanan,
    batılaşmanın etkisinde kalarak sözde eşit hakların verildiği fermandır.
    1 ...
  46. 24.
  47. - biz batıya girmek isterken batının bize girdiğinin belgesidir. hemen ardından içimizde sıcaklığını hissetmeye başlamışızdır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük