Tanzimat dönemi adı altında incelenmesi gereken, dönemin edebiyatçılarıdır.
Şimdi ilk dönem edebiyatçıları "sanatı toplum için" kullanır.
"Vatan,millet, sakarya yürüyün ula, allahu akbaar!" Duyguları hakimdir. Bundan dolayı padişah bunlara ayar olur hatta.
1. Dönemde edebiyatı toplumu bilinçlendirme amacıyla kullanmışlar, yazarlar kendine dönük olmamış ve hep halka dönük olmuş. (Olmuş da ne olmuş Şinasi'nin cenazesine 3 kişi gitmiş sadece.)
Çeşitli yazarlar gelip geçmiş. ilk olarak 1. Dönemden başlayalım.
- - - - - - - -
Şinasi: Şinasi ,modern anlamda, Türk edebiyatına her şeyi getiren, Fransa'dan kopyala yapıştır yapan adamdır. Kurucu diyebiliriz yani. (bkz: cccşinasiccc)
ilk noktalama işaretlerini falan hep bu kullanmış yine. (bkz: şair evlenmesi) ki bu aynı zamanda ilk tiyatro örneğide olmakta.
ilk özel gazeteyi açınca tabi bu gazetenin bir de makalesi olacak de mi? ilk makeleyi de doğal olarak bunun yazması beklenir. (bkz: tercüman ı ahval mukaddimesi)
(bkz: durub ı emsal i osmanniye) adlı Atasözleri hakkında çok başarılı olmasa da Atasözleri üzerine yaptığı çalışma yine bu alanda ilktir.
(bkz: müntehebat ı eşar) adlı yapıtında bütün şiirlerini toplamış, kitap yapmıştır kitap. Adam şiir kitabı yapmış abi. (ilk tabi bu.)
Klasisizmin öncüsüdür kendileri efenim. Ha öyle çok başarılı bir kalem olup olmadığı tartışılır ama otu poku ilk bu yaptığı için önemlidir.
- - - - - - - - - -
ikinci olarak Namık Kemal:
Bakın bu herif var ya Şinasi'nin güncel versiyonu gibidir. Format atılmış bilgisayar versiyonudur.
Bu adam edebi "olabilen" , olmayı başarmış ilk romanı yazmıştır. (bkz: intibah)
Sahnelenen ilk tiyatro eseri olan, padişahın zoruna giden (vatan,millet, sakarya konulu eserde halkı gaza getirmiş ve isyan çıkartmış. ) ve de Namık Kemal'i sürgünlük eden eseri yazmış. (bkz: vatan yahut silistre.) isme bak bre!
Şimdi Namık Kemal, Namık Kemal olmazdan evvel yani yeni edebiyata geçmezden evvel, eski edebiyatı kullanan, savunan bir tutum sergilemiş sonra yeni edebiyatla tanışıp koşturmuştur.
Hatta yeniyi tanıyınca eskiyi unutmuş, eski ve yeni arasında bocalayan ziya Paşa'ya da ayarı vermiştir. Ki bu da ilk eleştiri yazısı olmuştur. (bkz: tahribi harabat)
Önemlidir efenim bu adam. Önemli. Vatan dedi diye yıllarca magosa adasında sürgün de yaşamış, yılmamış yine yazmıştır.
- - - - - - - - - - -
Ahmet mithat efendi: kısacası hunharca yazı yazan adam olarak da tanımlayabiliriz.
200 küsür eser vermiştir. Bu nedenle "yazı makinası" olarak tanımlanmış, bu ünvana layık görülmüştür. Hunharca yazmış yazmasına ama biraz kusurlu yazmış emmicim. Kaliteli eserler verememiş pek.
Nedeni ise sürekli bir bilgi verme çabasında olup, yazıyı yarıda kesmesi, ve bilgi vereceği şey hakkında uzun uzun yazıp okuyanın "ben nerdeyim, ben kimdim?" Havasına girmesine neden olmasıdır. Bu nedenle estetiği yakalayamamıştır.
(Hasan fellah, Hüseyin mellah gibi fantezik isimlere sahip eserleri de vardır. )
- - - - - - - - -
Ziya Paşa: eskiyi savunduğu için herkesin ezdiği adamdır kendileri. Yeni edebiyata dönük eseleri de vardır ancak pek başarılı değildir.
Şimdi eğer bu adama karşı bir sempatiniz yoksa şunu diyeyim size:
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,
tekdir ile uslanmayanın hakkı kötekdir.
bu karizma sözün sahibidir bu adam. (Evet sempati oluştu herhalde.)
Bu adam ama çok arada kalmıştır. Yani böyle "yeni mi olsam eski mi olsam lan ben ne olayım ya" düşüncesi eserlerinde net olarak görülendir.
Düşünce olarak yeni, ancak eser bakımından eski üretim yapan bir beyni vardır kısacası herifin.
Hunharca aruz kullanmış, terciibent ve terkibibent manyağı olmuştur.
Ne üdüğü neci olduğu belirsizdir. Örneğin (bkz: şiir ve inşa) adlı eserinde divan şiirini Türk Şiiri olarak dahi kabul etmezken, (bkz: harabat) adlı eserinde fütursuzca yeni edebiyatı eleştirmiş, alaya almıştır. Hatta Buna dayanamayan Namık Kemal'de "sen necisin lan? Kime şekil yapıyorsun oğlum? Ne ayaksın sen?" Der ve ilk eleştiri olan (bkz: tahrib i harabat.) ı ziya Paşa'ya aduket olarak yollar.
Eserleri önemlidir sayalım hatta.
Zafername: Tanzimat döneminin en başarılı hiciv(eleştiri) örneklerinden birisidir.
Gelelim ikinci döneme. Bu dönemde padişahın baskıları,meşrutiyet ilanı,siyasi nedenler falan filan derken bunlar iyice içine kapanır. Kimisi manyak olur. Kimisi "ben bana yeterim" der.
Realist olurlar genelde
"Sanatı sanat için" yaparlar.
Bu insanların kimisi çok etkin kişilerken kimileri de etliye Sütlüye karışmayan mülayim insanlardır.
Üstat Ekrem lakabıyla tanınmış, eski edebiyatı savunanlara karşı, yeni edebiyat taraftarı genç şair ve yazarları korumuş bir sanatçıdır. (iyilerin dostu kötülerin düşmanı re-ca-izade.)
2.Talim-i Edebiyat adlı eserinde yeni edebiyat kurallarını tanıtmış, arka arkaya yitirdiği çocukları için yazdığı ölüm şiirlerinde başarılı olmuş, şiirin konusunu genişletmiştir.
3.Eski Edebiyat taraftarlarının önderi
Muallim Naci ile kafiyenin göz için mi kulak için mi olacağı konusunda uzun tartışmalara girmiştir.
4.Düzyazı türlerinde de ürünler veren sanatçı, edebiyatımızın ilk realist romanı kabul edilen alafrangalık özentisi konusunu içeren, Araba Sevdasını yazmıştır.
Muallim naci'ye karşı yazdığı zemzeme 1,2,3 önemli eserlerindendir.
Vuslat,Atala,Çok bilen çok yanılır. (Tiyatro.)
Şemsa (roman.)
Takdir-i elhan: eleştiri. Türlerinde eserler vermiştir.
Muallim naci ile atışmaları ise seeveti fünun hareketinin başlangıcı gibi bir şey olmuştur.
- - - - - - - - - -
1. Dönem ve 2. Dönem olarak ikiye ayrılırlar.
1. Dönem: Şinasi, Ziya paşa, namık kemal öncüleridir. (Daha var)
2. Dönem: Recaizade mahmut ekrem, Abdulhakhamit tarhan, Nabızade nazım, Muallim naci, Samipaşazade sezai...