Tanzim satışları bir çok açıdan felakettir.Çiftçinin her mağduriyetine sırt çevirip 50 kuruş karla sattığı meyve-sebzeyi pahalı buluyorsun.Mazotuna, nakliyesine, gübresine, elektriğine, suyuna kol gibi zam geldi.Zararına mı satacak?
Milletin toprağı yok, suni toprak yapacak duruma geldi.Sen toprak açısından 1000 sene sorun yaşamayacak bir yapıdayken hem alanı hem satanı mağdur ediyorsun sonra da;
“Türkiye’yi çok önemli bir devlet yaptık, bizden önce hiçbir şey yoktu “edebiyatı yapıp sonra vatandaşı geçinemez hale getiriyorsun.
17 senedir tek başına yönetiyorsun. iyi olan her şeyi sen yaptın ama kötüye giden hiçbir şeyden sorumlu değilsin.
80 lerde izmir'de her köşe başına açılan belediyeye bağlı olup bakkallardan daha uygun fiyata ürün satan süpermarketlerdi. sonra aldı yürüdü daha kurumsallaştı, hatta özelleşti bile. bu süreçte adı da değişti zamanla;
(bkz: tansaş)
Tanzim satış komedisi şenleniyor. 2 kilo kota koymuşlar. Buna karneyle alışveriş denir. Bir de diyorlar ki çarşıdaki yangın sona ermiş. işe bak. Ucuzluğa yasak konmuş, hazine kapitalistlerin ömrünü uzatmak için seferber çıkmış, yangın söndürücülükten söz ediyorlar. Yarın rekabet edemeyenler battığında, mallar elde kaldığında ve ürünler karaborsaya düştüğünde de itfaiyeci kılıklı hırsızlar tiyatroya devam edebilecek mi. O zamana kadar halkın bekleyecek durumu da, beklemek için sebep de yok.
ızmırden daha önce ıstanbulda baslamıs ılk baslarda özellıkle et fıyatlarında gercekten pıyasa fıyatlarına göre fark yaratan beledıyeler elı ıle pıyasa fıyatlarını düzenleme amaclı satıs. Lakın sonra amacının dısına cıkmıstır.