bir mersinli olarak "hey dostum senin yaşam damarlarından biri kesik kalmış." demek istediğim yazardır. şöyle iki tane ekmek arası tantuni olacak, önce ekmekleri açıp limonu sıkacaksın daha sonra da tabağın kenarına konmuş acı biberleri özenle ekmeğin içine yerleştireceksin. birinci tantuni biterken acılı şalgamdan birkaç yudum alıp ikinciye geçeceksin ve ikinci tantuninin son yudumu ile şalgamın son yudumunu aynı ana denk getireceksin. ciddi bir optimizasyon isteyen mükemmel bir menüdür.
ulan annemin memleketinden soğuttun yemin ederim iki dakikada insanı yazarı.
lan ne var bu çekememezliğin neden. adana ayrı güzel mersin ayrı güzel. zaten tantuni sevmiyormuşsun baştan ofsaytsın.
doğum gününü mersin'den kutladığım 8. nesil yazarkafa. yeni yaşı sağlık, mutluluk, aşk, para falan getirsin. tantuni de getirsin ona. tantuniyi de sevsin bak böyle olmaz. seviyoruz seni.
bilmem ki, olamaz gibime geliyordu hep. bir öğünde dört tantuni yiyen, şehir dışına çıktığında sadece tantuni yiyemediği için çılgına döner mersinliler. böyle insanların da olduğunu öğrendiğim gün başım döndü ve bayıldım. hikayesini anlattığım gündür bu tür bir mersinliyle tanıştığımda.
aynı zamanda bir yazar, fakat tanımıyor ve bilmiyorum.
boyoz yemeyen izmirli kebap yemeyen urfalı baklava yemeyen antepli leblebi yemeyen çorumlu gül yemeyen ısp.... Ehem sonuncusu pek uymadı ama neyse şunu diyecektim, bir insan bulunduğu bölgenin yöresel yiyeceklerini yemek zorunda olmadığı gibi sevmek zorunda da değildir. Saygılar.