kişinin, bir yaratıcı olgusunun varlığına inanmasına rağmen, o yaratıcının mükemmel olmadığına dair söylendiği açıkça ve bütün netliği ile görülen, tanrı denilenin kusursuzluğunun yalandan ibaret olduğunun bilinciyle hareket ettiğinin, kendisine en çok ihtiyacı olan insanlara ısrarla yardım etmeyerek megaloman kimliğini ortaya koymasından, kendisine ibadet ve dua edilmesini salık verdiği gerçeğinden hareketle ne kadar güvenilmez ve kendine oyuncak yaratma hevesinin ortaya çıkışının bilinciyle söylediği söz.
karışık mı olduı? tanrı var ama mükemmel değil. asla kusursuz, adil, yarattıklarını seven bir kimlik sergilemedi. kaldı ki kendisine daha çok tapanları, önünde daha çok eğilenleri ve dua edenleri kayırmayı da müjdeledi.
peki böyle olduğu halde, tanrı nasıl kusursuz olabilirdi?
tanrı'ya inanmanın temelinde kainattaki kusursuzlugu görmek ve bu kusursuzlugun mutlak bir yaratıcısı oldugunu düşünmekse, ona inanıyorum ama ona güvenmiyorum çelişkili olacaktır.mükemmelliğin sahibinin, yani o 'yüce', 'aşkın' varlığın tüm kainatta gösterdiği mükemmelikte oldugu gibi, yaşanan iyi ve kötü olaylarda ya da olgularda da mutlaka bir sebeb-i hikmet oldugunun unutulması 'o'na olan güveni sarsacaktır.
kötülüğün kimsenin yanına kalmayacagı, aynı şekilde iyiliklerin mutlaka mükafatlandırılacagı bir adalet anlayışına sahip yüce adalet söz konusuyken, zaten bu dünyanın da bir imtihan dünyası oldugu biliniyorken 'o'na güvenmemek, 'o' nun tam olarak anlaşılamamasından ya da 'o'nu anlayabilmek için gerekli çabanın gösterilmemesinden ileri gelmektedir.
tanrıya inanmıyorum, ama yine de ona güveniyorum demek kesinlikle daha mantıklıdır. bu düşüncenin altında yatan da şudur. tanrı var mı? var. o halde neden bize yardımcı olmuyor, bütün bu dünyanın pisliklerini neden temizlemiyor? bu adaletsizlik neden? ilahi adalet nerede...
yani tanrı varsa ve bize yardımcı olmuyor ise ona nasıl güvenebiliriz?
oysa ki...
tanrı da kabul eder ki, dünya adaletsiz bir yerdir. kötüler gelecekte bunların karşılığını görür, dünyada yapılan iyilikler ödüllendirilir önyargısı yada bilinçaltımızın bize dayattığı temellendirmeler bizde böyle bir reaksiyona sebep olur.
olay çok basit aslında, fakat biraz acımasızca. kendimize itiraf edemiyoruz, görmezden geliyoruz.
dünya adaletsizdir. burakın farklı tarihleri, farklı yaşamları, aynı coğrafyada, aynı tarihte ve hatta aynı anne-babadan olan bireylerin bile hayatları o kadar farklı ve eşit değildir ki, içinden çıkılmaz bir durum.