neden? gerçekten.
mesela neden sebepsiz yere bunca insan ölüyor?
neden bazı insanlar sonsuza kadar mutsuzluğa mahkum edilmiş?
neden hep sana en çok inandığını söyleyen insanlar birilerine zarar veriyor?
neden cennetindeki her ödül sekse dayanıyor?
neden ya neden??
Neden bizi sınıyorsun? Zaten tanrı olduğun için neyi seçeceğimi biliyorsun. Ben belirliyor olabilirim fakat neden sonucu belli olan bir şey yüzünden sınanıyoruz zaten benim neyi seçeceğimi bildiğin için benim sınaman için bir neden göremiyorum.
Allah anıldığında yürekleri ürperir.
Ayetler okunduğu zaman imanları artar.
Yalnız Rablerine tevekkül ederler. (Enfal; 2)
Rablerinin azabından korkarlar. (Mearic, 27)
Müslüman olarak can verirler. (Ali imran, 102)
Allah'tan yaraşır şekilde korkarlar. (Ali imran, 102)
Allah'a karşı gelmekten sakınırlar. (Enfal, 29)
Kuran'a tabi olur, Rahman'dan korkarlar. (Yasin, 11)
iyiliklerde yarışırlar, umarak ve korkarak Allah'a yalvarırlar. Allah'a derin saygı duyarlar. (Enbiya, 90)
Düşmanlar geliyor dendiğinde imanları artar. (Ali imran, 173)
Allah bize yeter, ne güzel vekildir derler. (Ali imran, 174)
Ne ticaret ne de alışveriş onları Allah'ı anmaktan, namazdan, zekât vermekten alıkoyamaz. (Nur, 37)
Onlar kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar. (Nur, 37)
Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. (Maide, 54)
Müminlere yumuşak, kâfirlere karşı onurludur. Hiç bir kınayıcının kınamasından korkmazlar. (Maide, 54)
Allah tek ilahtır, derler ve buna şahitlik ederler. (En'am, 19)
Allah'ın gönderdiklerini tebliğ ederler, Allah'tan korkarlar. Allah'tan gayrisinden korkmazlar. (Ahzab, 39)
Hiçbir kuşkuya kapılmadan iman ederler, mallarıyla, canlarıyla mücadele ederler. (Hucurat, 15)
ihtilafa düştüklerinde hüküm Allah'ındır derler, yalnız Allah'a güvenir ve yalnız ona yönelirler. (Şura, 10)
Kuran'ı dinlediklerinde gözleri yaşla dolar. (Maide, 83)
Gayba iman ederler. (Bakara, 3)
Namazı dosdoğru kılarlar. Allah'ın rızkından yerler. (Bakara, 3)
Görmedikleri halde Rablerinden korkarlar. (Enbiya, 49)
Kıyamet saatinden titrerler. (Enbiya, 49)
Her şeyin Allah'tan olduğunu bilirler. Allah'ın izni olmadan hiçbir musibetin ulaşmayacağını bilirler. (Tegabun, 11)
Allah bizim mevlamızdır, ancak ona tevekkül ederiz derler. (Tevbe, 51)
Allah dilemedikçe kendime yarar da zarar da veremem derler. (Yunus, 49)
Unuttuklarımızda Allah'ı anar ve Rabbim beni doğruya daha yakına ulaştır derler. (Kehf, 23-24)
Asıl hedefleri Allah rızasıdır. Sadece verir, iyilik yapar, insanların arasını düzeltirler. (Nisa, 114)
Azgın, nefsine uymuş, Allah'ı anmayan kişiye uymazlar. (Kehf, 28)
Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını verirler (Rum, 38)
Onlar yemek yedirirken, iyilik yaparken Allah rızası için yapar ve teşekkür ve karşılık beklemezler. (insan, 9)
Allah'ın ayetlerine gönülden boyun eğerler.
Rablerine karşı edebli olurlar. (Hud, 23)
Allah'a güvenip, dayanırlar. Yardımı sadece Allah'tan beklerler. (Ahzab, 48)
Şeytandan bir vesvese, bir gıcık gelirse hemen Allah'a sığınırlar. (A'raf, 200)
Daima Allah'ı anarlar.
Ayakta, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaradılışını düşünürler. (Ali imran, 191)
Allah'ım bizi ateşin alevinden koru derler. (Ali imran, 191)
Sabah, akşam, korkarak ve yalvararak, alçak sesle Rablerini anarlar. (Araf, 105)
Kuran'a kuvvetle bağlanmışlardır.
Allah'ın indirdiğiyle hükmederler. Keyiflere uymazlar. (Maide, 49)
Allah'a asla nankörlük etmezler.
Kıyamet gününe kesin inanırlar.
Gelecek endişesi taşımazlar. Fakirlikten korkmazlar. (Bakara, 268)
Kadere tam iman ederler, Allah'ın bizim için takdir ettiğinden başkası dokunmaz derler. (Tevbe, 51)
Allah'ın gönderdiğini tebliğ ederler. (Ahzab, 39)
Gizli ya da açık infak ederler. Çirkinliklerini güzellikle yok ederler. (Ra'd, 22)
Zekâtı verirler. (Müminun, 4)
iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar. (Ali imran, 14)
Namazı kılarlar, Allah'a ve Resulüne itaat ederler. (Tevbe, 71)
iktidara geldiklerinde namaz kılarlar, zekât verirler, iyiliği emreder ve fenalığı yasaklarlar. (Hac, 41)
Hayır işlerinde yarışırlar. (Ali imran, 14)
Tövbekârdırlar. Hamd ederler. Oruç tutarlar, Rukua varırlar, secdeye kapanır, iyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar. Allah'ın hududunu korurlar. (Tevbe, 12)
Cahillerden yüz çevirirler. (A'raf, 199)
Affa sarılırlar. (Araf,199)
Tatlı dilli ve kusur bağışlayıcıdırlar. (Bakara, 263)
Adaletlidirler. Baba-annelerinin, yakın akrabanın aleyhinde de olsa adaletle davranırlar. (Nisa, 135)
Onları nefis adaletten uzaklaştırmaz. Dillerini bükmezler ve çekinmezler. (Nisa, 135)
Müminlerden iki grup savaşırsa aralarını düzeltirler. (Hucurat, 9)
Azgın ve saldırgan olan taraf yola gelmezse; adalet için ve kanı durdurmak için o tarafla savaşırlar. Kuran'a dönünceye kadar. (Hucurat, 9)
Kin onları adaletten alıkoymaz. Adaletli olurlar. (Maide, 8)
Müslüman etmek için kimseye baskı yapmazlar. (Yunus, 99)
Sabırlıdırlar. (Furkan, 75)
Rablerine güvenip dayanırlar. (Nahl, 42)
Kibirden uzaktırlar. Yürürken tevazuyla yürürler. (isra, 37)
Öğüt verilince secdeye kapanırlar. Rabbi anarlar. (Secde, 15)
Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, komşulara, arkadaşa, yolda kalanlara, hizmetçilere iyilik ederler. (Nisa, 36)
Kibirli ve övüngen kişiyi sevmezler. (Nisa, 36)
Yapmayacakları şeyleri söylemezler. (Saffa, 2-3)
Yoksulları korurlar. Yetime, düşküne iyilik ederler. (insan, 8)
Asla ümitsizliğe kapılmazlar. (Yusuf, 87)
Haddi aşmaz, israf etmezler. (Zümer, 53)
Suçlulara arka çıkmazlar. Allah düşmanına arka çıkmazlar. (Müntehine, 1)
insanların arasını ıslah ederler. Uzlaştırırlar. (Bakara, 224)
Dağılmış ve bozulmuş aileleri toparlarlar. Aracı olurlar. (Nisa, 35)
Arkadan konuşmazlar ve insanların kusurlarını araştırmazlar.
Alay etmezler. Ayıplamazlar. (Hucurat, 11-12)
Kadınları korurlar. iftira atmazlar. Kadınların namusunu lekelemezler. (Nur, 23)
Sözün en güzel ve doğrusunu söylerler. (ibrahim, 24)
"Allah nerde?"
Bazen ona buna cevap yetiştirme telaşına gireriz. "Gökte " deriz. Aslında bu sorunun cevabının herkesin yüreğinde, vicdanında, daraldığı yerde, en güzel yerde, kalkacağı yerde, gözünün yaşardığı, yüzünün güldüğü kısacası hayata dair her yerde olduğunu, mekân ve zamanla kayıtlı olmadan her yerde var olduğunu bilir.