bir beyin fırtınası yaratmak, insanoğlunun bugüne kadar ki süreçte birikerek son halini alan modern aklının, tüm süreçlerden münezzeh içi boş bir halde, dünyayı anlama yarışındaki süreçleri gözlemlemek için, endülüs'lü tufeyl'in, her şeyden habersizce, çevresini şekillendirmeye çalışan bir orman çocuğunun öyküsünü anlattığı kitabı.
hikaye, "hay" isimli bir çocuğun vahşi tabiatta doğumu ile start alıyor. hay'ın annesi ve babası yoktur. aile kavramını bilmez. bu süreçte kendisini bebek iken alıp büyüten bir ceylan ona yardımcı olmaktadır. adı da, "ceylan ana" dır. hay, ilk etapta kendisine benzemeyen ve 4 ayak sahibi olan diğer ceylanlardan kendini ayırarak, farklı bir fizyolojisi olduğunu anlar. ceylan anayı taklit ederek, manevra ve avcılık maharetleri kazanır. bir şeyi, bir yerden bir başka yere koyarak, onun bir "hacmi" olduğunu kavrar.
el ve ayakları ile kendisine kulübe yapar. yağmur ve karın yukarıdan yağması, göğün yukarıda gürlemesi; gökte bir başka ve ulu şeyin olduğu fikrine onu iter. nihayetinde, "ölüm" kavramını çözer hay. ceylan ana, hani birkaç dakika evvel kendisi ile koşup oynayan, hareketli ceylan ana, artık hareketsiz ve soğuktur. açar vücudunu, kalbine ulaşır hay. orası hala sıcaktır. ceylanın gözleri, yukarı bakmaktadır. yukarıda ne vardı öyle ise? bir yaratıcı mı? belki de tanrı düşüncesinin doğuşu bu şekildedir...
tufeyl bu eseri ile, insanoğlundaki tanrı düşüncesinin nasıl temellendiğini, hangi aşamalardan geçtiğini aktarmaktadır. eser, pekçok batılı yazarı etkiler hatta; daniel defo'nun, robinson crouse'yi bu eserden esinlenerek yazdığı dahi söylenir.